Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Toplantısında yaptığı konuşmada üç üniversite bitirmiş evlatların kenarda beklerken, liyakat esaslı değil de, başka kriterlere göre yapılan sınavlarda adaletsizliğin ortaya çıktığını söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 17.07.2025 15:50
Haber Güncellenme Tarihi: 17.07.2025 15:52
Kaynak:
Haber Merkezi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Toplantısında yaptığı konuşmada üç üniversite bitirmiş evlatların kenarda beklerken, liyakat esaslı değil de, başka kriterlere göre yapılan sınavlarda adaletsizliğin ortaya çıktığını söyledi. Milletvekili Şanlıtürk, toplumumuzda sistematik olarak bir kesime yönelik sistematik bir ayrımcılık bulunmadığını ifade ederek; “Ancak bireysel hak arama anlamında Kamu Denetçiliği Kurumumuz var. Özellikle bireysel olarak hak arama yöntemleri açısından birçok başvuru kanalı mevcuttur. Spesifik olarak belli alanlarda bireysel ayrımcılığa uğrayan insanların da müracaat edebileceği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde böyle bir komisyonun olması bence çok önemli.
Bireysel olarak ayrımcılığa uğrayanların tespit edilmesi, başvurularını yapabilecekleri bir mekanizmanın olması ve bu durumun kamuoyuna duyurulması son derece önemlidir. Bahsedilen ilgili kurumlarla görüşmeler yapılarak, karanlıkta kalmış ayrımcılık alanlarında çalışmalar yürütülebileceğini düşünüyorum” diye konuştu. “EŞE, DOSTA, YANDAŞA VE PAYDAŞA YAPILAN POZİTİF AYRIMCILIK VAR”
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun birinci görevinin, kişinin kamu nezdinde kaybolan ya da gölgelenen haklarının araştırılması olduğuna inandıklarını belirten Şanlıtürk; “Nasıl ki Kamu Denetçiliği Kurumu’nda bireysel başvurular değerlendiriliyorsa, burada da ayrımcılığa uğrayan kişilerin haklarının araştırılması, bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması adına gerekli yasal düzenlemelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılması ve bir daha bu tür bir ayrımcılığın yaşanmaması için problem üreten alanların ortadan kaldırılması yerinde olacaktır.
Allah hayırlı görevler yapmayı nasip etsin, inşallah birlikte güzel bir çalışma yaparız. Ayrımcılık denince hak mahrumiyeti akla geliyor. Bununla mücadele etmek adına bir de pozitif ayrımcılık kavramı var.
Ne demek pozitif ayrımcılık? Eşe, dosta, yandaşa ve paydaşa yapılan pozitif ayrımcılık. Özellikle kamuya yerleşen memurlarda, işçilerde yapılan ayrımcılık örnek verilebilir. Üç üniversite bitirmiş evlatlarımız kenarda beklerken, liyakat esaslı değil de, başka kriterlere göre yapılan sınavlarda adaletsizlik ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuştu. “BU KONUDA CİDDİ MÜCADELE VERİLMELİ”
Millî Eğitim Bakanlığı’nın son öğretmen mülakatlarında İstanbul’da sınava giren öğretmenlere bir puan verilirken, Erzurum’da sınava girenlere on puan verildiğini söyleyen Şanlıtürk; “Ne oldu şimdi? Pozitif bir ayrımcılık ortaya çıkmış oldu. İkimiz de 83 puan aldık; ben İstanbul’da girdim, benim puanım oldu 84; siz Erzurum’da girdiniz, sizinki oldu 93. Eğer bu komisyon böyle konuları da gündemine alırsa, özellikle yerel yönetimlerde özel kalem kadrolarından yapılan atamalar gibi örneklerle çeşitlendirilebilir.
Gerçekten ayrımcılığı gündeme getirip bu konuda ciddi bir mücadele verilecekse, dinimizin ve yasalarımızın emrettiği gibi liyakat esaslı atamalar yapılmalı. Bu da şu an toplumda kanayan bir yara olarak karşımızda duruyor” ifadelerine yer verdi. “50 ÖĞRENCİNİN BİRİNCİ OLMASI SORU İŞARETLERİ OLUŞTURMUŞTUR”
Bazen kolluk kuvvetlerinin görev tanımını aşan müdahalelerin olduğunu ifade eden Şanlıtürk; “Bu sadece Diyarbakır’da değil, İstanbul’da, Ordu’da, Antalya’da da yaşanıyor.
Bu olayları sırf Kürt oldukları için ya da Kürtçe şarkı dinledikleri için yapılıyor demek doğru olmaz. Elbette bu iddiaların gerekli incelemeleri yapılır.
Ancak bizim komisyonumuzun görev alanına giren bir diğer konu da son LGS sınavında kamuoyunun gündemine gelen 719 öğrencinin tüm soruları doğru cevaplayarak birinci olması meselesidir. Özellikle bir okulda, bir imam hatip lisesinden 50 öğrencinin aynı anda birinci olması kafalarda soru işaretleri oluşturmuştur. Genel olarak şunu da ifade etmek isterim: Okullar arasında eğitim kalitesinin tamamen eşit olması mümkün değildir.
Ancak belli bir okulda bu kadar yığılma varsa, inşallah bu öğrencilerimizin ulusal değil uluslararası düzeyde de başarı göstermelerini bekliyoruz.
Eğer bu başarıyı bileklerinin hakkıyla elde ettilerse, bu çocuklardan güzel başarılar da gelecektir. Bu konuyla ilgili olarak Dezenformasyonla Mücadele Başkanlığımızın da bilgilendirme çalışmaları yapması önemlidir.
Eğer burada bir yanlış anlaşılma ya da sosyal medya üzerinden çarpıtma, olumsuz bir kampanya oluşturuluyorsa, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ya da Ayrımcılıkla Mücadele Alt Komisyonu olarak bizim de bu konuyu araştırıp bir açıklama yapmamız, kamuoyundaki soru işaretlerini gidermek açısından faydalı olacaktır” sözlerine yer verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Fatsa Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
“AYRICALIKLI YAPILAN ATAMALAR KANAYAN YARAMIZ!”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Toplantısında yaptığı konuşmada üç üniversite bitirmiş evlatların kenarda beklerken, liyakat esaslı değil de, başka kriterlere göre yapılan sınavlarda adaletsizliğin ortaya çıktığını söyledi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Toplantısında yaptığı konuşmada üç üniversite bitirmiş evlatların kenarda beklerken, liyakat esaslı değil de, başka kriterlere göre yapılan sınavlarda adaletsizliğin ortaya çıktığını söyledi. Milletvekili Şanlıtürk, toplumumuzda sistematik olarak bir kesime yönelik sistematik bir ayrımcılık bulunmadığını ifade ederek; “Ancak bireysel hak arama anlamında Kamu Denetçiliği Kurumumuz var. Özellikle bireysel olarak hak arama yöntemleri açısından birçok başvuru kanalı mevcuttur. Spesifik olarak belli alanlarda bireysel ayrımcılığa uğrayan insanların da müracaat edebileceği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde böyle bir komisyonun olması bence çok önemli.
Bireysel olarak ayrımcılığa uğrayanların tespit edilmesi, başvurularını yapabilecekleri bir mekanizmanın olması ve bu durumun kamuoyuna duyurulması son derece önemlidir. Bahsedilen ilgili kurumlarla görüşmeler yapılarak, karanlıkta kalmış ayrımcılık alanlarında çalışmalar yürütülebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
“EŞE, DOSTA, YANDAŞA VE PAYDAŞA YAPILAN POZİTİF AYRIMCILIK VAR”
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun birinci görevinin, kişinin kamu nezdinde kaybolan ya da gölgelenen haklarının araştırılması olduğuna inandıklarını belirten Şanlıtürk; “Nasıl ki Kamu Denetçiliği Kurumu’nda bireysel başvurular değerlendiriliyorsa, burada da ayrımcılığa uğrayan kişilerin haklarının araştırılması, bu ayrımcılığın ortadan kaldırılması adına gerekli yasal düzenlemelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılması ve bir daha bu tür bir ayrımcılığın yaşanmaması için problem üreten alanların ortadan kaldırılması yerinde olacaktır.
Allah hayırlı görevler yapmayı nasip etsin, inşallah birlikte güzel bir çalışma yaparız. Ayrımcılık denince hak mahrumiyeti akla geliyor. Bununla mücadele etmek adına bir de pozitif ayrımcılık kavramı var.
Ne demek pozitif ayrımcılık? Eşe, dosta, yandaşa ve paydaşa yapılan pozitif ayrımcılık. Özellikle kamuya yerleşen memurlarda, işçilerde yapılan ayrımcılık örnek verilebilir. Üç üniversite bitirmiş evlatlarımız kenarda beklerken, liyakat esaslı değil de, başka kriterlere göre yapılan sınavlarda adaletsizlik ortaya çıkabiliyor” şeklinde konuştu.
“BU KONUDA CİDDİ MÜCADELE VERİLMELİ”
Millî Eğitim Bakanlığı’nın son öğretmen mülakatlarında İstanbul’da sınava giren öğretmenlere bir puan verilirken, Erzurum’da sınava girenlere on puan verildiğini söyleyen Şanlıtürk; “Ne oldu şimdi? Pozitif bir ayrımcılık ortaya çıkmış oldu. İkimiz de 83 puan aldık; ben İstanbul’da girdim, benim puanım oldu 84; siz Erzurum’da girdiniz, sizinki oldu 93. Eğer bu komisyon böyle konuları da gündemine alırsa, özellikle yerel yönetimlerde özel kalem kadrolarından yapılan atamalar gibi örneklerle çeşitlendirilebilir.
Gerçekten ayrımcılığı gündeme getirip bu konuda ciddi bir mücadele verilecekse, dinimizin ve yasalarımızın emrettiği gibi liyakat esaslı atamalar yapılmalı. Bu da şu an toplumda kanayan bir yara olarak karşımızda duruyor” ifadelerine yer verdi.
“50 ÖĞRENCİNİN BİRİNCİ OLMASI SORU İŞARETLERİ OLUŞTURMUŞTUR”
Bazen kolluk kuvvetlerinin görev tanımını aşan müdahalelerin olduğunu ifade eden Şanlıtürk; “Bu sadece Diyarbakır’da değil, İstanbul’da, Ordu’da, Antalya’da da yaşanıyor.
Bu olayları sırf Kürt oldukları için ya da Kürtçe şarkı dinledikleri için yapılıyor demek doğru olmaz. Elbette bu iddiaların gerekli incelemeleri yapılır.
Ancak bizim komisyonumuzun görev alanına giren bir diğer konu da son LGS sınavında kamuoyunun gündemine gelen 719 öğrencinin tüm soruları doğru cevaplayarak birinci olması meselesidir. Özellikle bir okulda, bir imam hatip lisesinden 50 öğrencinin aynı anda birinci olması kafalarda soru işaretleri oluşturmuştur. Genel olarak şunu da ifade etmek isterim: Okullar arasında eğitim kalitesinin tamamen eşit olması mümkün değildir.
Ancak belli bir okulda bu kadar yığılma varsa, inşallah bu öğrencilerimizin ulusal değil uluslararası düzeyde de başarı göstermelerini bekliyoruz.
Eğer bu başarıyı bileklerinin hakkıyla elde ettilerse, bu çocuklardan güzel başarılar da gelecektir. Bu konuyla ilgili olarak Dezenformasyonla Mücadele Başkanlığımızın da bilgilendirme çalışmaları yapması önemlidir.
Eğer burada bir yanlış anlaşılma ya da sosyal medya üzerinden çarpıtma, olumsuz bir kampanya oluşturuluyorsa, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ya da Ayrımcılıkla Mücadele Alt Komisyonu olarak bizim de bu konuyu araştırıp bir açıklama yapmamız, kamuoyundaki soru işaretlerini gidermek açısından faydalı olacaktır” sözlerine yer verdi.
Kaynak: Haber Merkezi
En Çok Okunan Haberler