EMİNE ERDOĞAN, İKLİM KRİZİNE DİKKAT ÇEKTİ

5 Aralık Dünya Gönüllülük Günü'ne işaret ederek, insanlığa faydalı olmak konusundaki yüce erdemin hatırlanmasına ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Emine Erdoğan, "Gönüllülük yaygınlaştıkça, bireyciliğin azalmasını, insanlığın aslında tek bir aile, dünyanın ise ortak evimiz olduğunun fark edilmesini umut ediyorum. Böylelikle kalplerin şifa ve sükûn bulacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

“ÇOCUKLARIMIZI NE KADAR DONANIMLI YETİŞTİRİRSEK İÇİNDE YAŞAYACAKLARI DÜNYANIN SORUNLARINI AŞMAKTA O KADAR GÜÇLÜ OLACAKLARINA İNANIYORUM”

Türkiye'de yeni nesillerin "iklim gönüllüsü" olarak yetişmesini sağlamak amacıyla yeşil ve iklim dostu kampüslere öncülük edecek "İklim Elçileri Projesi"ni hayata geçirdiklerini anımsatan Emine Erdoğan, ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı ile "İklim Değişikliği Eylem Planı"nın geliştirildiğini anlattı.

Emine Erdoğan, çevre bilinci kazanan çocukların iklim okuryazarı olarak, ailelerini ve toplumu aydınlatacaklarından şüphe etmediğini belirterek, bu alanda yürütülen çalışmalara ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için 'İklim Değişikliği Atölyeleri' kuruyoruz. Terminolojiyi, her yaş ve eğitim düzeyi için anlaşılır kılmak amacıyla 'Çevre ve İklim Değişikliği Sözlüğü' hazırlıyoruz. Tüm öğrencilerimizin erişimine açtığımız 'Sürdürülebilir Dünya Alanı', 200'ü aşkın farklı türde video, oyun, etkileşimli içerik ve görsel barındırıyor. Çocuklarımızı ne kadar donanımlı yetiştirirsek içinde yaşayacakları dünyanın sorunlarını aşmakta o kadar güçlü olacaklarına inanıyorum. Esasen, bütün bu girişimlerle kuşaklar boyu doğayla iç içe yaşamış insanımızın, hafızasını tazeliyoruz."

SIFIR ATIK PROJESİ

Emine Erdoğan, Sıfır Atık Projesi kapsamında yürütülen çalışmalara değinerek, şunları kaydetti: "2017 yılında başlattığım ve doğaya bertaraf edemeyeceği atıklar bırakmamayı hedefleyen Sıfır Atık Projesi, aslında gönüllülerin omuzlarında yükselen bir harekettir. Projemiz, ülke genelinde benimsendikçe, geri dönüşüm oranını, yüzde 13'ten yüzde 30'lara yükseltmek ve 3,5 milyar doları ekonomiye kazandırmak mümkün oldu. Yılda 1 milyonu aşkın aracın, trafikten çekilmesine eşdeğer, tam 4,9 milyon ton sera gazı salımını önledik."

Sıfır Atık felsefesini, iklim krizinin çözümünde önemli bir adım olarak gördüklerinin altını çizen Emine Erdoğan, bu kapsamda Birleşmiş Milletler iş birliğinde girişimler başlatıldığını, Türkiye olarak BM Genel Kurulu'na sundukları Sıfır Atık kararı ile 30 Mart'ın Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildiğini anımsattı.

Emine Erdoğan, uygulamayı yaygınlaştırmak amacıyla başkanlığını yürüttüğü "Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu"nun tesis edildiğini, ayrıca BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile dünyanın en kapsamlı uluslararası Sıfır Atık inisiyatifi olan Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı'nı da sivil imzaya açtıklarını kaydetti.

Emine Erdoğan, "Sizlerin ve gönüllülerimizin desteğiyle Sıfır Atık hareketimiz dünyanın dört bir köşesine ekilmiş fidan misali, her geçen gün büyüyor ve büyümeye devam edecek inşallah" diye konuştu.

Emine Erdoğan, Pasifik Okyanusu'nda atıklardan kıta büyüklüğünde bir ada oluşmasının, Mariana Çukuru'nun derinliklerinde plastik ambalajlar görülmesinin ne kadar kritik bir eşikte olunduğunu ispatladığını belirterek, şöyle devam etti: "Hepimiz, gelecek nesillere, iklim mülteciliği ile sınanacakları bir dünyayı miras bırakmaya hakkımız olmadığının bilincindeyiz. Bu nedenle özellikle gelişmiş ülke halklarının bireycilikten vazgeçmesi ve ortak evimiz dünyamızı, ancak birlikte koruyabileceğimizi fark etmesi elzemdir. Dünya genelinde aktif iklim gönüllüsü sayısı arttıkça, sesimizi daha çok duyuracağımıza ve somut kazanımlarımızın artacağına yürekten inanıyorum."

Konuşmasının sonunda Gazze'de masum sivillerin yaşadıklarına da dikkati çeken Emine Erdoğan, şunları kaydetti: "Toprakla ilişkisini hiç kaybetmemiş ülkelerin de sorumlusu olmadıkları krizlerle yüzleştiklerini görüyoruz. Başta Afrika olmak üzere, Asya ve Latin Amerika'yı da bu evrensel mücadeleye ikna etmek için adil bir iklim eylem planını hayata geçirmek kaçınılmazdır. Gelecek kuşaklara yeniden soykırım ile lekelenmiş bir dünyayı miras bırakmaya da hiç hakkımız olmadığını ifade etmek istiyorum. Gazze'de her 10 dakikada bir çocuk katledilirken, nesiller arası adalet çağrımız vicdanlarda karşılık bulabilir mi? Ve elbette, uluslararası hukukun ve insani değerlerin din, dil, ırk, etnik köken ayırmadan bütün insanlık için geçerli olduğu bir dünya, gerçekten kurtarılmaya değer olacaktır."

Haber Merkezi