Zorla Güzellik Olmaz Ama Güzellikle Zor Kolay Olur...
Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2015 02:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2015 02:00
Saygıdeğer okurlar, bu hafta Milliyet Blog Yazarı Kenan Kolday beyin 24 Nisan 2014’de yazdığı ”Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...”başlıklı makalesini yayınlayarak insanlarımızın var olan bilgilerini güncelleyelim istedik.
Çünkü Yazarın “”Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...”başlıklı makalesi ülkemizin ve insanlarımızın içine düştüğü ve düşürüldüğü vahim durumu özetlemektedir.
Ateş çemberi içinde olan ülkemizde bir avuç yöneticinin evladı, aldıkları çürük raporuyla vatan görevinden kaçarken,bir bölümünün evladı da askerliklerini tatil yapar gibi turistik yerlerde bir eli yağda bir eli balda ölüm korkusundan çok uzakta yapıyor..
Vatan için şehit düşmek,gazi olmak onurdur,gururdur kandırmacısıyla milyonlarca fakiri,yoksulu ve güçsüzü,ne mutlu size ki vatan savunmasında çocuğunuz şehit oldu,sizde şehit babası ve anası oldunuz diyerek gariplerin ocağına ateş düşürmeye devam edenlerin sebep olduğu adaletsizliği ülke ve Ünye kamuoyu ile bir kez daha paylaşarak doğruluğundan emin olduğumuz ” zorla güzellik olmaz ama güzellikle zor kolay olur “ bilgisine ihtiyaç duyan insanlarımıza faydalı olalım istedik.
Buyurun okuyun, yazıda kişisel çıkar, kendi gibi düşünmeyenleri karalamak gibi akıl dışı bir anlatım, ifade görürseniz,bulursanız daha denecek sözümüz yok.Takdir sizlerin..
”Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...” diyerek çok doğru söyleyen yazar Kenan Kolday; Geçenlerde bir dostumun söylediği bu söz bana çok anlamlı geldi. Bazen birisi çıkar bir şey söyler ve o söylediğini o denli güzel, etkileyici, içten, zarif ve basit söyler ki, sözleri aklınıza değil, ruhunuza işler. İşte bu tür sözler ve anlardır, kişinin değişiminde rol oynayan.
Güç insanoğlunun her zaman bir eğilimi oldu. Toplayıcı avcı kültürden başlayarak özellikle şehir yaşamına geçen atalarımız büyük toplulukları yönlendirmek için gücü olumlu veya olumsuz bir şekillerde kullanmışlar.
Çoğumuz iş hayatında çalışıyoruz. Spor olsun diye çalışmıyoruz; hayatımızı kazanmak, ailemize ve kendimize iyi bir gelecek sağlayabilmek için çalışıyoruz. Ama aynı zamanda Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ile çok güzel anlattığı gibi “kendimizi gerçekleştirmek” için de çalışıyoruz. Hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Zaten bir hayali gerçekleştirmek için buradayız; kendi hayalimizi.
Çalışırken ise tek başına çalışan birisi bile bir takım içinde, patronlarıyla, iç ve dış müşterileriyle çalışıyor. Yani tek çalışmak diye bir şey yok. Kendi fikrinizi ortaya sürmek, sonuçlara insanlarla birlikte ulaşmak, bir projede ipi göğüslemek istiyorsanız ve pasif değil aktif katlımla bunları yapmak istiyorsanız, o zaman yetkisiz liderlik etmeyi de göze alıyorsunuz demektir. Liderlik demek etkilemek demektir. Liderlik ise güç kullanmadan etkilemektir. Gerektiği zaman gücünüzü doğru kullanmak demektir. Güç kullanılarak alınan kararlar, he zaman kapıya çakılan çivilerin çıkarıldıklarında kapıda kalan delikler gibi kişilerde hasar bırakır.
Hele bir de bir ekibi yönetiyorsanız, iyisiyle kötüsüyle tüm övgüyü ve sövgüyü üstleniyor, sonuçların sorumluluğunu yükleniyorsanız, işte o zaman bir başkasına iş yaptırmanın, onları ikna ederek, güzellikle yaptırmanın, hatta ikna bile etmeye gerek kalmadan kendi istekleriyle yaptırmanın güzelliğini ve zorluklarını tecrübe edersiniz. Yöneticilik kadar insanı geliştiren bir şey azdır. Bu noktada artık yöneticilik değil, liderlik sanatı devreye giriyor.
İnsanlarla birlikte, onları kazanarak mı başarılı olmak istersiniz YOKSA tek başınıza mı?
İnsanların aktif ve gönülden desteğini alarak mı başarıya ulaşmak istersiniz, yoksa kırıp döküp, arkanızda kazazedeler bırakarak mı?
Sadece işini yapan birisi olarak mı anılmak istersiniz, yoksa işini yapmanın ötesinde, insanları geliştiren, onların potansiyellerini keşfetmelerine ve gerçekleştirmelerine yardımcı olan, örnek olan, doğru olanı yapan, rol model, sosyal ilişkileri kuvvetli bir lider olarak mı?
Peter Drucker güzel söylemiş...”Yönetici işi doğru yapar, lider ise doğru olanı yapar”
Etkilemek demek, bir insanın diğer kişiyi etki altına alması değildir. Etkilemek, bir diğerinin aklına, kalbine, duygularına, ruhuna hitap ederek, ona ilham vermek, motive etmek, cesaretlendirmek, örnek olmak, teşvik etmektir. Bu ise lider olan kişinin hiyerarşi basamaklarında yükseldikçe gücünü daha az kullanması, bir hizmetkar lider olmasıdır.
Aman ha!! Sakın dediğimi paspas liderlik ile karıştırmayın. Gücü bilmekten, ama gerekmedikçe kullanmamaktan bahsediyorum. İş hayatında bir Jedi olmaktan bahsediyorum; Darth Vader değil.
İnsanlar tarihte zorbalardan korktukları için onlara baş eğmiştir, ama zorla güzellik kalıcı olmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlere baktığımızda ise, insanlara karşı güç kullanmadan onların fikren, kalben, ruhen katılımlarıyla ve güzellikle o muazzam başarılara imza atmışlardır. Yaşayan bir insan için sanırım bundan güzel bir miras olamaz.
O yüzden diyorum ki; zorla güzellik olmaz ama güzellikle zor olan kolay olur, imkansız olan imkanlı olur, yapılamaz olan, yapılır olur diyor, saygılar sunuyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
AHMET YENİN
Zorla Güzellik Olmaz Ama Güzellikle Zor Kolay Olur...
Çünkü Yazarın “”Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...”başlıklı makalesi ülkemizin ve insanlarımızın içine düştüğü ve düşürüldüğü vahim durumu özetlemektedir.
Ateş çemberi içinde olan ülkemizde bir avuç yöneticinin evladı, aldıkları çürük raporuyla vatan görevinden kaçarken,bir bölümünün evladı da askerliklerini tatil yapar gibi turistik yerlerde bir eli yağda bir eli balda ölüm korkusundan çok uzakta yapıyor..
Vatan için şehit düşmek,gazi olmak onurdur,gururdur kandırmacısıyla milyonlarca fakiri,yoksulu ve güçsüzü,ne mutlu size ki vatan savunmasında çocuğunuz şehit oldu,sizde şehit babası ve anası oldunuz diyerek gariplerin ocağına ateş düşürmeye devam edenlerin sebep olduğu adaletsizliği ülke ve Ünye kamuoyu ile bir kez daha paylaşarak doğruluğundan emin olduğumuz ” zorla güzellik olmaz ama güzellikle zor kolay olur “ bilgisine ihtiyaç duyan insanlarımıza faydalı olalım istedik.
Buyurun okuyun, yazıda kişisel çıkar, kendi gibi düşünmeyenleri karalamak gibi akıl dışı bir anlatım, ifade görürseniz,bulursanız daha denecek sözümüz yok.Takdir sizlerin..
”Zorla güzellik olmaz, ama güzellikle zor kolay olur...” diyerek çok doğru söyleyen yazar Kenan Kolday; Geçenlerde bir dostumun söylediği bu söz bana çok anlamlı geldi. Bazen birisi çıkar bir şey söyler ve o söylediğini o denli güzel, etkileyici, içten, zarif ve basit söyler ki, sözleri aklınıza değil, ruhunuza işler. İşte bu tür sözler ve anlardır, kişinin değişiminde rol oynayan.
Güç insanoğlunun her zaman bir eğilimi oldu. Toplayıcı avcı kültürden başlayarak özellikle şehir yaşamına geçen atalarımız büyük toplulukları yönlendirmek için gücü olumlu veya olumsuz bir şekillerde kullanmışlar.
Çoğumuz iş hayatında çalışıyoruz. Spor olsun diye çalışmıyoruz; hayatımızı kazanmak, ailemize ve kendimize iyi bir gelecek sağlayabilmek için çalışıyoruz. Ama aynı zamanda Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi ile çok güzel anlattığı gibi “kendimizi gerçekleştirmek” için de çalışıyoruz. Hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Zaten bir hayali gerçekleştirmek için buradayız; kendi hayalimizi.
Çalışırken ise tek başına çalışan birisi bile bir takım içinde, patronlarıyla, iç ve dış müşterileriyle çalışıyor. Yani tek çalışmak diye bir şey yok. Kendi fikrinizi ortaya sürmek, sonuçlara insanlarla birlikte ulaşmak, bir projede ipi göğüslemek istiyorsanız ve pasif değil aktif katlımla bunları yapmak istiyorsanız, o zaman yetkisiz liderlik etmeyi de göze alıyorsunuz demektir. Liderlik demek etkilemek demektir. Liderlik ise güç kullanmadan etkilemektir. Gerektiği zaman gücünüzü doğru kullanmak demektir. Güç kullanılarak alınan kararlar, he zaman kapıya çakılan çivilerin çıkarıldıklarında kapıda kalan delikler gibi kişilerde hasar bırakır.
Hele bir de bir ekibi yönetiyorsanız, iyisiyle kötüsüyle tüm övgüyü ve sövgüyü üstleniyor, sonuçların sorumluluğunu yükleniyorsanız, işte o zaman bir başkasına iş yaptırmanın, onları ikna ederek, güzellikle yaptırmanın, hatta ikna bile etmeye gerek kalmadan kendi istekleriyle yaptırmanın güzelliğini ve zorluklarını tecrübe edersiniz. Yöneticilik kadar insanı geliştiren bir şey azdır. Bu noktada artık yöneticilik değil, liderlik sanatı devreye giriyor.
İnsanlarla birlikte, onları kazanarak mı başarılı olmak istersiniz YOKSA tek başınıza mı?
İnsanların aktif ve gönülden desteğini alarak mı başarıya ulaşmak istersiniz, yoksa kırıp döküp, arkanızda kazazedeler bırakarak mı?
Sadece işini yapan birisi olarak mı anılmak istersiniz, yoksa işini yapmanın ötesinde, insanları geliştiren, onların potansiyellerini keşfetmelerine ve gerçekleştirmelerine yardımcı olan, örnek olan, doğru olanı yapan, rol model, sosyal ilişkileri kuvvetli bir lider olarak mı?
Peter Drucker güzel söylemiş...”Yönetici işi doğru yapar, lider ise doğru olanı yapar”
Etkilemek demek, bir insanın diğer kişiyi etki altına alması değildir. Etkilemek, bir diğerinin aklına, kalbine, duygularına, ruhuna hitap ederek, ona ilham vermek, motive etmek, cesaretlendirmek, örnek olmak, teşvik etmektir. Bu ise lider olan kişinin hiyerarşi basamaklarında yükseldikçe gücünü daha az kullanması, bir hizmetkar lider olmasıdır.
Aman ha!! Sakın dediğimi paspas liderlik ile karıştırmayın. Gücü bilmekten, ama gerekmedikçe kullanmamaktan bahsediyorum. İş hayatında bir Jedi olmaktan bahsediyorum; Darth Vader değil.
İnsanlar tarihte zorbalardan korktukları için onlara baş eğmiştir, ama zorla güzellik kalıcı olmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlere baktığımızda ise, insanlara karşı güç kullanmadan onların fikren, kalben, ruhen katılımlarıyla ve güzellikle o muazzam başarılara imza atmışlardır. Yaşayan bir insan için sanırım bundan güzel bir miras olamaz.
O yüzden diyorum ki; zorla güzellik olmaz ama güzellikle zor olan kolay olur, imkansız olan imkanlı olur, yapılamaz olan, yapılır olur diyor, saygılar sunuyorum.