Fatsa kamuoyu, geçen hafta yaşanan bir olay sonrasında adeta ters köşe oldu.
Ordu Büyükşehir Şehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz'dan alın, Ordu Milletvekilleri Sayın Fatihan Ünal'a, Sayın İhsan Şener'e, Sayın Mustafa Hamarat'a kadar götürün mevzuyu.
Zira hepsini de bağlıyor.
Bunu ben demiyorum.
Kendini açıklamaya yetkili gören Ayhan Yılmaz, verdiği demeçte dile getiriyor.
Hem de kendisinin tekrar eden "Israrlı" çabalarını es geçmeden!
Malum olduğu üzere Fatsa Devlet Hastanesi, inşaatı ile birlikte hizmeti de vemeye çalışıyor.
Yenisi yapıldığında eskisi tamamen ortadan kalkacak lakin tamamına erene kadar poliklinik hizmetlerinin yani muyene ve tetkik işlemlerini bir yerlerde verilmesi gerekiyor.
Fatsa'da bu işe uygun olduğu su götürmez bazı binalar mevcut.
Hatta bir tanesi var ki zaten işini tıp merkezinden hastaneye çevirmek isteyen bir kadro tarafından inşa edilmişti.
Haricinde de eğer istenirse bölüm bölüm hizmete sokulacak poliklinikler için yer bulmak mümkün.
Temennim, sadece Fatsa için değil çevre ilçeler için de sağlık denilince akla ilk gelen Fatsa Devlet Hastanesinin yeni inşaatı bitene kadar her hangi mağduriyet yaşanmaması.
Öncelikle altını çizmem gereken husus, taşınacak bina olarak yapılan tercihin doğru olduğudur.
Evet, fiziki olarak buna müsaittir ve yerinde bir karardır.
Hem Fatsa'nın geçici bir süregle saplık hizmetlerinin aksamaması sağlanmış olur hem de siyasilerin vereceği destek ile ileriki bir aşamada kalıcı bir sağlık kuruluşunun temeli atılmış olur.
Ama olmadı!
Ya da şimdilik olmadı.
Ya sonra...
İşin sonrası için uzunca bir süre bekleyeceğimiz zannetmiyorum.
Her ne kadar Türkiye Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı Sayın Çukurova "Söz konusu değil" dese de siyasi iradenin bu işi çözmesi 24 saat sürmez.
Ordu'nun da böylesi bir iradeyi orataya koyacak siyasi güce sahip olduğuna inanıyorum.
Gelelim Sayın Ayhan Yılmaz'ın milletvekilleri ya da en azından yerel idareciler varken hangi amaç uğruna ve hangi sıfatla olayı kendi öznesi etrafında şekillendirerek kamuoyu ile paylaşmasına.
Bir dönem sıraya giren, peşinden meclise giren ve ardından Ordu Seçim Koordinasyon Merkezinin başına geçen Ayhan Yılmaz'ın bile bildiğim kadarıyla Ordu Siyasetinde aktif bir görevi yok.
Ne hükümet tarafından, ne meclis tarafından bölgenin yatırım ve hizmetlerini takip etmek, onlar adına kamuoyuna açıklamalarda bulunmak gibi bir görevlendirme de yok.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz'ın sözcüsü değil, milletvekillerinin vekili değil.
Bir dönemlik milletvekilliği sonarsında böyle bir yetkiyi kendinde görüyor ve "Ben de bu memlekete hizmet ettim, hakkımdır" diyorsa kendi bileceği bir durumdur.
Bir heves ile istem dışı gelişen bir hissiyat sonucu da gerçekleşmiş olabilir ama kimim kim olduğu, kimim hangi sorumluluğu taşıdığı, kimim konuşup kimin susacağı belli olmayan ortam; ne partisine, ne kendisine, ne milletvekillerine, ne yerel idarelerin yöneticilerine fayda sağlamaz.
Hepsinden daha önemlisi, kamuoyu karşısından izahı zor durumların yaşanmasına sebepe olur.
Tıpkı hastanenin taşınmasında yaşandığı gibi...
Bu saatten sonra herkesin kendini bir çek etmesingerekiyor.
Sapla samanın karışmaması adına.
Sayın Ayhan Yılmaz'ın kendi etki ve yetkisi ile memleketine hizmet ettiğine dair argümanlar konulabilir ortaya.
Hatta tekrar milletvekili de olmak isteyebilir ki en doğal hakkıdır ama amaç doğrultusunda yıkılan geçenlerin de bir hesabı olduğunu unutmamalı.
Yok eğer bu ifadeler kendisine ait değilse, yazılı bir açıklama yapması da zorunluluktur.
Lakin böyle bir açıklamanın yapılmasını pek mümkün görmediğimi ifade etmeliyim.
Ne yani çıkıp da "O ifadeler bana ait değil, birileri işgğzarlık etmiş" mi diyecek?
Sanmam.
Siyaset uzun soluklu bir yolculuk.
Pireye kızıp yorganın yakılmaması gerektiğine inanan, intikamın soğuk yenen bir yemek olduğuna inanaların daha da uzun soluklu icra ettiği bir uğraş.
Geçmişin hatırı varken, geleceğin hesabı yapılmışken ilk hatada yollar ayrılmaz herhalde!
Velhasılı biraz dah dikkatli olmalı Sayın Ayhan Yılmaz.
Hayat da siyaset te 360 derece...
Her derecenin hesabını yapan bir adım öne çıkıyor.
Bazen de iste şstemez en gerilere düşebiliyor.
Bir söz, bir haber herşeyi başlatıp bitirebiliyor.
Genel seçim 2015'te yapılacağına göre...
Listelerin değişmesi için her kesim çaba gösterdiğine göre...
Ayak oyunları ve çelmeler gırla gittiğine göre...
Av mevsimi başlamış demektir.
Maharet; ava giderken avlanmamak!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Fatsa Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet ÖZMADEN
Ayhan Yılmaz'ın Vasfı Ne?
Ordu Büyükşehir Şehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz'dan alın, Ordu Milletvekilleri Sayın Fatihan Ünal'a, Sayın İhsan Şener'e, Sayın Mustafa Hamarat'a kadar götürün mevzuyu.
Zira hepsini de bağlıyor.
Bunu ben demiyorum.
Kendini açıklamaya yetkili gören Ayhan Yılmaz, verdiği demeçte dile getiriyor.
Hem de kendisinin tekrar eden "Israrlı" çabalarını es geçmeden!
Malum olduğu üzere Fatsa Devlet Hastanesi, inşaatı ile birlikte hizmeti de vemeye çalışıyor.
Yenisi yapıldığında eskisi tamamen ortadan kalkacak lakin tamamına erene kadar poliklinik hizmetlerinin yani muyene ve tetkik işlemlerini bir yerlerde verilmesi gerekiyor.
Fatsa'da bu işe uygun olduğu su götürmez bazı binalar mevcut.
Hatta bir tanesi var ki zaten işini tıp merkezinden hastaneye çevirmek isteyen bir kadro tarafından inşa edilmişti.
Haricinde de eğer istenirse bölüm bölüm hizmete sokulacak poliklinikler için yer bulmak mümkün.
Temennim, sadece Fatsa için değil çevre ilçeler için de sağlık denilince akla ilk gelen Fatsa Devlet Hastanesinin yeni inşaatı bitene kadar her hangi mağduriyet yaşanmaması.
Öncelikle altını çizmem gereken husus, taşınacak bina olarak yapılan tercihin doğru olduğudur.
Evet, fiziki olarak buna müsaittir ve yerinde bir karardır.
Hem Fatsa'nın geçici bir süregle saplık hizmetlerinin aksamaması sağlanmış olur hem de siyasilerin vereceği destek ile ileriki bir aşamada kalıcı bir sağlık kuruluşunun temeli atılmış olur.
Ama olmadı!
Ya da şimdilik olmadı.
Ya sonra...
İşin sonrası için uzunca bir süre bekleyeceğimiz zannetmiyorum.
Her ne kadar Türkiye Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı Sayın Çukurova "Söz konusu değil" dese de siyasi iradenin bu işi çözmesi 24 saat sürmez.
Ordu'nun da böylesi bir iradeyi orataya koyacak siyasi güce sahip olduğuna inanıyorum.
Gelelim Sayın Ayhan Yılmaz'ın milletvekilleri ya da en azından yerel idareciler varken hangi amaç uğruna ve hangi sıfatla olayı kendi öznesi etrafında şekillendirerek kamuoyu ile paylaşmasına.
Bir dönem sıraya giren, peşinden meclise giren ve ardından Ordu Seçim Koordinasyon Merkezinin başına geçen Ayhan Yılmaz'ın bile bildiğim kadarıyla Ordu Siyasetinde aktif bir görevi yok.
Ne hükümet tarafından, ne meclis tarafından bölgenin yatırım ve hizmetlerini takip etmek, onlar adına kamuoyuna açıklamalarda bulunmak gibi bir görevlendirme de yok.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz'ın sözcüsü değil, milletvekillerinin vekili değil.
Bir dönemlik milletvekilliği sonarsında böyle bir yetkiyi kendinde görüyor ve "Ben de bu memlekete hizmet ettim, hakkımdır" diyorsa kendi bileceği bir durumdur.
Bir heves ile istem dışı gelişen bir hissiyat sonucu da gerçekleşmiş olabilir ama kimim kim olduğu, kimim hangi sorumluluğu taşıdığı, kimim konuşup kimin susacağı belli olmayan ortam; ne partisine, ne kendisine, ne milletvekillerine, ne yerel idarelerin yöneticilerine fayda sağlamaz.
Hepsinden daha önemlisi, kamuoyu karşısından izahı zor durumların yaşanmasına sebepe olur.
Tıpkı hastanenin taşınmasında yaşandığı gibi...
Bu saatten sonra herkesin kendini bir çek etmesingerekiyor.
Sapla samanın karışmaması adına.
Sayın Ayhan Yılmaz'ın kendi etki ve yetkisi ile memleketine hizmet ettiğine dair argümanlar konulabilir ortaya.
Hatta tekrar milletvekili de olmak isteyebilir ki en doğal hakkıdır ama amaç doğrultusunda yıkılan geçenlerin de bir hesabı olduğunu unutmamalı.
Yok eğer bu ifadeler kendisine ait değilse, yazılı bir açıklama yapması da zorunluluktur.
Lakin böyle bir açıklamanın yapılmasını pek mümkün görmediğimi ifade etmeliyim.
Ne yani çıkıp da "O ifadeler bana ait değil, birileri işgğzarlık etmiş" mi diyecek?
Sanmam.
Siyaset uzun soluklu bir yolculuk.
Pireye kızıp yorganın yakılmaması gerektiğine inanan, intikamın soğuk yenen bir yemek olduğuna inanaların daha da uzun soluklu icra ettiği bir uğraş.
Geçmişin hatırı varken, geleceğin hesabı yapılmışken ilk hatada yollar ayrılmaz herhalde!
Velhasılı biraz dah dikkatli olmalı Sayın Ayhan Yılmaz.
Hayat da siyaset te 360 derece...
Her derecenin hesabını yapan bir adım öne çıkıyor.
Bazen de iste şstemez en gerilere düşebiliyor.
Bir söz, bir haber herşeyi başlatıp bitirebiliyor.
Genel seçim 2015'te yapılacağına göre...
Listelerin değişmesi için her kesim çaba gösterdiğine göre...
Ayak oyunları ve çelmeler gırla gittiğine göre...
Av mevsimi başlamış demektir.
Maharet; ava giderken avlanmamak!