SON DAKİKA
Hava Durumu

Devletimden yanayım!

Yazının Giriş Tarihi: 13.05.2020 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.05.2020 00:00

Başka devlete inancı Türkiye Cumhuriyeti'ne inancından daha yüksek olanlar olabilir.
Kendi ülkesini değil de o ülkeleri savunuyor olabilirler.
Bunun için de bin bir bahane ve bin bir argüman kullanabilirler.

Her hal ve şartta; benim ülkem, benim yöneticilerim.
Sahip çıkmak da destek vermekte görevim.
Herkes özgür iradesi ile safını seçebilir.
Benim safım ülkemden yana.

Görmek istemeyen de görmeyebilir.
Adeta her asrın kurgusunu, günümüzde de tekrarlayan iradelerin varlığını görmek için bir kaç üniversite okumak da gerekmiyor.

Sadece geçmişe kısa bir yolculuk yaparak, tarih kitaplarını karıştırarak görmek ve süreci anlamak için yeterli.
"Borç alan el, buyruk almaya da alışır" sözü uzak zamanlarda ancak çok yakın simalardan gelmiş günümüze.

Ekonomik diz çöküş, her türlü değerin toplum açısından kıymetsiz olarak görülmesi açısından son derece önemli. Özellikle maneviyatı zayıflamış, tarih şuuru yok edilmiş toplumlarda. Rızkı verenin Allah olduğuna iman etmişler bile bu rüzgarın etkisine kapılıyor maalesef.

Eğer ki bu emele ulaşırlarsa, ardından gelecek hamlelerin neler olacağı aşikar.
Yöneticilerin itibarsızlaştırılması, devlete olan güvenin yerle yeksan edilmesi, yarına dair umutsuzluğun pompalanması, toplumsal faydadan ziyade bireysel menfaatleri önceleyen yığınların oluşması.

Sokağa kaosun hakim olması, ergenleşmemiş ergenlerin akla hayale gelmeyen istekleri üzerine kurgulanmış sokak eylemleri sırada bekler.
Adına demokratik hak denilen yıkıcı ve yıpratıcı gösteriler yeterli görülmezse, silahlı eylemler devreye girer.

Sürecin olgunlaşmasında kaybedilen canların önemi hayli fazladır ve o hesabın kurgusunda ne kadar ölüm varsa zafer de o kadar yakındır.
Ne siyasi, ne dini, ne mezhebi ne etnik kimliği...
Her birinin değeri kaldırıma döşenen taşlardan ibarettir; üzerine basılarak hedefe yürünen.

Askeri operasyonların maliyeti ve organizasyonu deşifresinin kolay olması sebebiyle çok arzulanmaz. En son 15 Temmuz'da oldu ve sonuç malum. Tamamen sivil(!) odaklı ve demokratik yol ve yöntemler ile olması istenir ki son günlerde sıklıkla dillendiriliyor.

Sonrası mı?
12 Eylül vari bir geçiş süreci.
Kazanın kim olduğu herkesçe malum.
Ayrıca faturayı kim ödediği de.
Yola tekrar ve sıfırdan revan olmamak adına sahiplenmeliyiz; ülkemizi ve yöneticilerimizi.
Siz siyaset için diyebilirsiniz, ben ise devlet ve millet yani gelecek için diyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.