Dünya denilen mekâna insanlar geldiği günden bu yana muhtelif güçleri ilah olarak görmüştür. Aya tapan, güneşe tapan, rüzgâra tapan, ineğe tapan, puta tapan gibi.
Bazı kavimlerin birden çok ilahı vardır. Güç tanrısı, güzellik tanrısı, falanca tanrısı, filanca tanrısı gibi.
Hatta bir ara “tanrı tektir” diyenler cezalandırılmış. Yüzyıllar boyu tekti, çoktu tartışması olmuş.
Sonra “kitaplı” dinler öne çıkmış. Her bir dinin temsilcisi olan peygamberler kendi yolundan gitmelerini söylemiş. Bu peygamberlere karşı çıkan da olmuş inanan da.
Daha sonra başka bir peygamber tebliğe başlamış. Son gelen bir öncekinin hükmünün kalktığını söylemiş. Nihayet vaziyet günümüze kadar ulaşmış.
Bugün dünyada üç dinin temsilcileri çoğunlukta.
Her ne kadar farklı dinlere sahip olanlar olsa da onlar dar bir bölgede kalmış.
Günümüzde her ülkede kitaplı veya kitapsız dinlere inananlar olduğu gibi hiçbir dine inanmayanlar da olmuş. Yani bu tür kişilere göre bir yaratıcı yok.
Dinin ve ilahın olmadığına inana kişilere “ateist” denir. Ateizm ilah diye bilinen her şeyi reddeder. Dünyada yaşadıkları kadar yaşar, öldükten sonra bir hayatın varlığına inanmaz. Kısaca kısa sürede toprak olur. Bedenleri çürür, dünya üzerinde kalanlar ise canlılık faaliyetlerine devam eder.
Bu tanım dünyadaki ateistler için geçerlidir. Ülkemiz ateisti, diğer ülkelere göre farklılık arz eder.
Dünyanın bütün ateistleri bütün dinleri tanımaz, dinler onlara saçma gelir. Din sahiplerinin boşu boşuna inandığını savunur. Her din ateist için eşittir. Çünkü din diye bir şey yoktur onlara göre. Ancak ülke ateistlerinde durum farklıdır. Hem inanmadıklarını söylerler hem de Müslümana düşmandır. Ülkede bir ateistin Hristiyan veya Musevi’ye karşı çıktığı görülmemiştir. Diğer ülke ateistleri bütün dinleri zaten kabul etmez.
Peki Avrupa ve Amerika’da ateistler din tanımazken neden ülkedekiler sadece İslam’a düşman. O zaman bunlar bilinen ateistlerden değil, Ateizm dininden olmalı. Çünkü fikrini İslam dini karşısında şiddetle müdafaa ettikleri yetmiyormuş gibi İslam dini ile bir mücadeleye de girmişlerdir. Sanki diğer tarafta “Bak biz çoğunluktayız, bizim görüşümüz doğru” demeye hazırlanıyorlar. Dinde demokrasi yoktur. Ya inanısın ya inanmazsın. Doğru mu yanlış mı diye kimseye sormazlar.
Bu arada ülkede ateizmin dışında; deizm, konformizm, laisizm gibi din türleri de vardır. Bütün bu dinlerin hedefi ise İslam dinidir.
Bu dinlerin bir ilmihali var mıdır bilmem. Ayrıca spor dini, siyaset dini, ticaret dini gibi yeni türler de ortaya çıkmıştır. Bu dinlerin ilahları nasıl bir şeydir bilinmiyor. Şimdilik bir ilmihalleri de yok. Şu an için tek hedef İslam dinine karşı olmak.
Makam, mevkii, güç ve imtiyaz dininin de hatırı sayılır müntesipleri var.
Her şey iyi de bütün bu din sahipleri dinlerinin gereğini yerine getiriyor mu? Öyle ya bu inanışların bir yaptırımı olmalı. Bu inanışlara uymayan nasıl bir ceza alıyor. Ceza ve mükâfat bu dünya mı diğer tarafta mı? Yoksa ikisinde de var mı?
Şimdilik ortada bir “Kullanma kılavuzu” yok. Tabii olma kuralları mevcut değil. Belki bir gün bunların da yazılı bir talimatnamesi olur.
Neyse ilk talimatnameyi ateistlerden bekliyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKİ ORDU
ATEİZM DİNİNİN İLMİHALİ VAR MI?
Dünya denilen mekâna insanlar geldiği günden bu yana muhtelif güçleri ilah olarak görmüştür. Aya tapan, güneşe tapan, rüzgâra tapan, ineğe tapan, puta tapan gibi.
Bazı kavimlerin birden çok ilahı vardır. Güç tanrısı, güzellik tanrısı, falanca tanrısı, filanca tanrısı gibi.
Hatta bir ara “tanrı tektir” diyenler cezalandırılmış. Yüzyıllar boyu tekti, çoktu tartışması olmuş.
Sonra “kitaplı” dinler öne çıkmış. Her bir dinin temsilcisi olan peygamberler kendi yolundan gitmelerini söylemiş. Bu peygamberlere karşı çıkan da olmuş inanan da.
Daha sonra başka bir peygamber tebliğe başlamış. Son gelen bir öncekinin hükmünün kalktığını söylemiş. Nihayet vaziyet günümüze kadar ulaşmış.
Bugün dünyada üç dinin temsilcileri çoğunlukta.
Her ne kadar farklı dinlere sahip olanlar olsa da onlar dar bir bölgede kalmış.
Günümüzde her ülkede kitaplı veya kitapsız dinlere inananlar olduğu gibi hiçbir dine inanmayanlar da olmuş. Yani bu tür kişilere göre bir yaratıcı yok.
Dinin ve ilahın olmadığına inana kişilere “ateist” denir. Ateizm ilah diye bilinen her şeyi reddeder. Dünyada yaşadıkları kadar yaşar, öldükten sonra bir hayatın varlığına inanmaz. Kısaca kısa sürede toprak olur. Bedenleri çürür, dünya üzerinde kalanlar ise canlılık faaliyetlerine devam eder.
Bu tanım dünyadaki ateistler için geçerlidir. Ülkemiz ateisti, diğer ülkelere göre farklılık arz eder.
Dünyanın bütün ateistleri bütün dinleri tanımaz, dinler onlara saçma gelir. Din sahiplerinin boşu boşuna inandığını savunur. Her din ateist için eşittir. Çünkü din diye bir şey yoktur onlara göre. Ancak ülke ateistlerinde durum farklıdır. Hem inanmadıklarını söylerler hem de Müslümana düşmandır. Ülkede bir ateistin Hristiyan veya Musevi’ye karşı çıktığı görülmemiştir. Diğer ülke ateistleri bütün dinleri zaten kabul etmez.
Peki Avrupa ve Amerika’da ateistler din tanımazken neden ülkedekiler sadece İslam’a düşman. O zaman bunlar bilinen ateistlerden değil, Ateizm dininden olmalı. Çünkü fikrini İslam dini karşısında şiddetle müdafaa ettikleri yetmiyormuş gibi İslam dini ile bir mücadeleye de girmişlerdir. Sanki diğer tarafta “Bak biz çoğunluktayız, bizim görüşümüz doğru” demeye hazırlanıyorlar. Dinde demokrasi yoktur. Ya inanısın ya inanmazsın. Doğru mu yanlış mı diye kimseye sormazlar.
Bu arada ülkede ateizmin dışında; deizm, konformizm, laisizm gibi din türleri de vardır. Bütün bu dinlerin hedefi ise İslam dinidir.
Bu dinlerin bir ilmihali var mıdır bilmem. Ayrıca spor dini, siyaset dini, ticaret dini gibi yeni türler de ortaya çıkmıştır. Bu dinlerin ilahları nasıl bir şeydir bilinmiyor. Şimdilik bir ilmihalleri de yok. Şu an için tek hedef İslam dinine karşı olmak.
Makam, mevkii, güç ve imtiyaz dininin de hatırı sayılır müntesipleri var.
Her şey iyi de bütün bu din sahipleri dinlerinin gereğini yerine getiriyor mu? Öyle ya bu inanışların bir yaptırımı olmalı. Bu inanışlara uymayan nasıl bir ceza alıyor. Ceza ve mükâfat bu dünya mı diğer tarafta mı? Yoksa ikisinde de var mı?
Şimdilik ortada bir “Kullanma kılavuzu” yok. Tabii olma kuralları mevcut değil. Belki bir gün bunların da yazılı bir talimatnamesi olur.
Neyse ilk talimatnameyi ateistlerden bekliyoruz.