Kültürümüzün temel taşlarından biri de; milli değerlerimizi dünden yarına taşıyan sanatçılara değer verilmesiyle olur. Aksi takdirde her sanat kendi zamanında kalır ve yıllar içinde unutulur gider.
Her sahada olduğu gibi sanat hayatımızda da dün vardır. Sanatçı yarınlara yol gösteren kişilerdir. Hele de mahalli sanatçılar.
Bu arada bazı mahfillerde sanatçıların bazılarını “Yerel sanatçı diye” küçümseme ifadeleri kullanır. Sanki onlar bu dünyanın dışından gelmiş gibiler. Hâlbuki bana göre sanatçının zirve noktası yerel sanatçılardır. Çünkü bulundukları yerin sosyal, kültürel, ananevi yönlerini en iyi onlar ifade ederler. Hele de musikide “ağız” diye tanımlanan bazı terimleri resmi lügatin dışında söylemeleri kültürel bir zenginliktir.
Lafı çok uzatmadan bölgemizin ve ilimizin çok önemli sanatçılarından biri olan Şener Gök hakkında birkaç kelam etmek isterim. Şener Gök; Ordu ilinin eski yönetim şekliyle Uzunmusa köyünde dünyaya gelmiş devrine ait çocukluk, gençlik dönemleri geçirmiş; daha sonra da sazıyla ve sözüyle kültürel değerlerimi önce günümüze taşımı; daha sonra da yarınlara taşınması hususunda önemli çalışmalar yapmıştır.
Kendisiyle aynı derneğe üye olmama rağmen yan yana gelip muhabbetimiz olmamıştır. Ancak sanata değer veren biri olarak kendisini mümkün olduğu kadar takip edip sanatıyla yapmış olduğu çalışmaları mümkün olduğu kadar takip eden ve zâtıalîlerini takdir eden biriyim.
Çocukluğunda derede yüzdüğü, fındık ve mısır hasadı yaptığını “tırmık” ile fındığın “çeç”ini çıkardığını, “gavsak” ayıkladığını, “Kuş Lastiği” ile kuş avlamaya çalıştığını tahmin etmek zor değil. Belki de yamalı pantolon ile gezdiği de vaki olmuştur.
Kim bilir belki “gopçaları” farklı gömlek bile giymiş olabilir.
Şener Gök bir sanatçıdan öte “Gönül sahibi” biridir. Sanatçı ruhlu olmasıyla sanata meyil vermiş, birçok eseri kültürümüze katmıştır.
Bir akşam dernek toplantısında birisi ona “Mekanınız güzelmiş” diye hitap edince; “Biraz hıl hışır ile bu kadar yaptık” cevabını verdiği zaman dikkatimi çekmişti. Her ne kadar “Hıl hışır” gibi olumsuz çağrışımda bulunan bir ifadede bulunmuşsa da biz cevabımızı almıştık. Onun hıl hışır dediği şey en kaliteli kumaşlardan daha değerliydi. Şayet siz bir malın değerini “lira” ile tespit ederseniz, bahsettiğiniz rakamlardan ibarettir. Ancak gönül ile kıymet bulan eşyalar ne eskirler, ne de değerinden bir azalma olur.
Sanatçı sözünü gerektiği yerde, gerektiği gibi söylemelidir.
Şener Gök sadece ilimizin ve bölgemizin değil ülkemizin de önemli sanatçılarından biridir. Tabii bunu görmek, başkalarına göstermek lazımdır. “Altının kıymetini sarraf bilir” sözü tam da bu durumlar için söylenmiştir. Şener Gök gerçek bir sanatçıdır.
Bu arada biraz önce de bahsettiği gibi sadece toplantılarda birkaç kere aynı mekânda olmamızın dışında bir tanışıklığımız yoktur. Ona verdiğim değer sanatından dolaydır. Bazı insanlar mefruşatı “Hıl hışırdan” bile olsa “Gönül sıcaklığının” hâkim olduğu bir yerde beraberlerse birbirleriyle konuşmadan da anlaşırlar. Zaten bu yazıyı okuduğu zaman onunla saatlerce konuşmuşuz gibi hissedeceğinden eminim.
Şener Gök’e sağlıklı, huzurlu bir gelecek dilerim. Sanatı ve eserleriyle kültürümüze katkısı çok olacaktır. Belki bir gün karşılıklı sohbet etme bahtiyarlığına nail olurum.
Sanat bazen “Gavuşmayangopçaları” bile gavuşturur. Yeter ki “Mayıs dumanı gibi sevda baştan gitmesin.”
En kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Sazınız hiç susmasın…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKİ ORDU
GAVUŞMUYOR GOPÇALAR
Kültürümüzün temel taşlarından biri de; milli değerlerimizi dünden yarına taşıyan sanatçılara değer verilmesiyle olur. Aksi takdirde her sanat kendi zamanında kalır ve yıllar içinde unutulur gider.
Her sahada olduğu gibi sanat hayatımızda da dün vardır. Sanatçı yarınlara yol gösteren kişilerdir. Hele de mahalli sanatçılar.
Bu arada bazı mahfillerde sanatçıların bazılarını “Yerel sanatçı diye” küçümseme ifadeleri kullanır. Sanki onlar bu dünyanın dışından gelmiş gibiler. Hâlbuki bana göre sanatçının zirve noktası yerel sanatçılardır. Çünkü bulundukları yerin sosyal, kültürel, ananevi yönlerini en iyi onlar ifade ederler. Hele de musikide “ağız” diye tanımlanan bazı terimleri resmi lügatin dışında söylemeleri kültürel bir zenginliktir.
Lafı çok uzatmadan bölgemizin ve ilimizin çok önemli sanatçılarından biri olan Şener Gök hakkında birkaç kelam etmek isterim. Şener Gök; Ordu ilinin eski yönetim şekliyle Uzunmusa köyünde dünyaya gelmiş devrine ait çocukluk, gençlik dönemleri geçirmiş; daha sonra da sazıyla ve sözüyle kültürel değerlerimi önce günümüze taşımı; daha sonra da yarınlara taşınması hususunda önemli çalışmalar yapmıştır.
Kendisiyle aynı derneğe üye olmama rağmen yan yana gelip muhabbetimiz olmamıştır. Ancak sanata değer veren biri olarak kendisini mümkün olduğu kadar takip edip sanatıyla yapmış olduğu çalışmaları mümkün olduğu kadar takip eden ve zâtıalîlerini takdir eden biriyim.
Çocukluğunda derede yüzdüğü, fındık ve mısır hasadı yaptığını “tırmık” ile fındığın “çeç”ini çıkardığını, “gavsak” ayıkladığını, “Kuş Lastiği” ile kuş avlamaya çalıştığını tahmin etmek zor değil. Belki de yamalı pantolon ile gezdiği de vaki olmuştur.
Kim bilir belki “gopçaları” farklı gömlek bile giymiş olabilir.
Şener Gök bir sanatçıdan öte “Gönül sahibi” biridir. Sanatçı ruhlu olmasıyla sanata meyil vermiş, birçok eseri kültürümüze katmıştır.
Bir akşam dernek toplantısında birisi ona “Mekanınız güzelmiş” diye hitap edince; “Biraz hıl hışır ile bu kadar yaptık” cevabını verdiği zaman dikkatimi çekmişti. Her ne kadar “Hıl hışır” gibi olumsuz çağrışımda bulunan bir ifadede bulunmuşsa da biz cevabımızı almıştık. Onun hıl hışır dediği şey en kaliteli kumaşlardan daha değerliydi. Şayet siz bir malın değerini “lira” ile tespit ederseniz, bahsettiğiniz rakamlardan ibarettir. Ancak gönül ile kıymet bulan eşyalar ne eskirler, ne de değerinden bir azalma olur.
Sanatçı sözünü gerektiği yerde, gerektiği gibi söylemelidir.
Şener Gök sadece ilimizin ve bölgemizin değil ülkemizin de önemli sanatçılarından biridir. Tabii bunu görmek, başkalarına göstermek lazımdır. “Altının kıymetini sarraf bilir” sözü tam da bu durumlar için söylenmiştir. Şener Gök gerçek bir sanatçıdır.
Bu arada biraz önce de bahsettiği gibi sadece toplantılarda birkaç kere aynı mekânda olmamızın dışında bir tanışıklığımız yoktur. Ona verdiğim değer sanatından dolaydır. Bazı insanlar mefruşatı “Hıl hışırdan” bile olsa “Gönül sıcaklığının” hâkim olduğu bir yerde beraberlerse birbirleriyle konuşmadan da anlaşırlar. Zaten bu yazıyı okuduğu zaman onunla saatlerce konuşmuşuz gibi hissedeceğinden eminim.
Şener Gök’e sağlıklı, huzurlu bir gelecek dilerim. Sanatı ve eserleriyle kültürümüze katkısı çok olacaktır. Belki bir gün karşılıklı sohbet etme bahtiyarlığına nail olurum.
Sanat bazen “Gavuşmayangopçaları” bile gavuşturur. Yeter ki “Mayıs dumanı gibi sevda baştan gitmesin.”
En kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Sazınız hiç susmasın…