SON DAKİKA
Hava Durumu

KÖYLÜ ÇEKİRDEK ÇİTLER Mİ?

Yazının Giriş Tarihi: 06.10.2025 17:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.10.2025 17:55

Önce şu “Çekirdek çitlemek” tabiri üzerinde duralım.
Daha çok kurutulmuş ayçiçeği ve kabak çekirdeğinin iki diş arasında sıkıştırılıp; kabuğunu ağız ile ayırıp içini yeme şekli için kullanılır. Bu tür kuruyemişler önce şehir bakkallarına –şimdi market deniliyor- geldi. Şehirde yaşayanlar bu kuruyemişleri evlerine götürüp özellikle akşamları çay eşliğinde tüketiyorlardı.
Zaten her yenilik(!) şehirde başlıyor; daha sonra bütün ülkeye yayılınca yine aynı şeye “şehirli” itiraz ediyor. Kısaca köylülerin kendilerine benzemesini bir nevi hazmedemeyen şehirli kendi keşfettiği her şeye itiraz etmesiyle meşhurdur. Çekirdek çitleme tabiri de dâhil.
Evimin sahile yakın bir yerde olmasından dolayı şehir merkezi ile ev arasını günde birkaç defa yürürüm. Daha çok akşamları bankta oturup çekirdek çitleyen kişilere rastlarım. Bunlar muhtemel şehirde iskân eden kişiler olmaktadır. Çünkü belli saatten sonra köye gitme ihtimali azdır.
Kişilerin, yorulunca istirahat etmesi için yapılmış banlara oturan gençler çekirdeklerini çitlerken kabuklarını oldukları yere atmaktadır. Bunlar ancak sabahleyin belediye işçilerinin oraya gelmesiyle temizlenecektir. Böyle bir şeye hakları var mı yok mu bilmem ama şehrin göbeğinde oturan, şehirde tahsil gören, lafa gelince mangalda kül bırakmayan, medeniyetten modernlikten bahseden gençler. İşte o etrafı kirleten gençlere sorsan köylü medeniyet dışı kişiler.
Bu arada yaptığım bir gözlem sonucu ki kesin sonuç değil; banka oturarak çekirdek çitleyen iki kişinin ya ikisi de kız, ya da biri erkek diğeri kız. Hiç iki erkeği hem sohbet edip hem de çekirdek çitlediğine şahit olmadım. Dedim ya bu sadece bir gözlem. Belki araştırma yapılsa farklı sonuçlar çıkabilir.Normalde bir köylünün banka oturup çekirdek çitlemesi zor ihtimal. Olmaz mı? Olur tabii. Ancak köylü öyle şeyleri öğrenmesi için şehir denilen yerde uzun süre yaşaması ve onlardan bazı şeyleri görmesi lazım. Yani bazı olumsuzlukların yapılması için önce şehirli olmak lazım. Bundan yarım asır önce şehirli kibar ve bilgili insanlardan teşekkül ediyordu. Günümüzde ise “Çokbilmiş” ve “ukala” kişilerin çok olduğu bir “Kişi sayısından” ibaret… Çokluğun olduğu yer kalabalık olacağından; kalabalıklara hükmetmek biraz daha zorlaşıyor. Günümüzde şehirliler, köylülere göre daha çok…
Her ne olursa olsun oturduğu gibi kalmasını bilmeyen bir toplum olma yolunda hızla mesafe kat etmekteyiz. Ardında bırakılan dağınıklıkları ise belediye işçileri temizleyip diğer insanların gözüne nahoş görüntülerin gelmesini önlemektedirler. Tabii işçilerin de işi zor. İki kişi lakayt bir biçimde sohbet edecek, bulundukları yeri başka bir canlının kabul edemeyeceği şekilde bırakacak onun da pisliklerini belediye işçileri temizleyecek. Bu hem saygısızlık, hem de haksızlık…
Kısaca adet ve sosyolojik olarak köylü ve şehirli arasında bariz farklılıklar vardır. Belki ekonomik olarak şehirlinin gerisinde kalan köy çocukları, ergenlik çağına kadar tam bir insan evladıdır. Daha sonra bu güzel hasletlerini devam ettirenleri olduğu gibi bulunduğu yerdeki olumsuzluklara ayak uydurup eski güzel hallerinden uzaklaşmaktadır.
Bu arada Necip Fazıl Kısakürek’in mısralarını hatırlayalım:
Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle...
Kısaca cemiyet içinde bulunduğu kişileri şekillendirirken; zaman içinde de cemiyetin içinde olanlar çoğunluğa uyarlar. Böyle bir “döngü” alıp başını gider.
Bir çekirdek çitlemekten buralara kadar geldik. Çekirdek deyip geçmeyiniz. Atalarımız “Ne ekersen o biter” demiş. İşte o muhabbet ederek çitlediğiniz çekirdekler, toprağa ekince varlıklarını sürdürüyor. Çünkü neslinin devamına ait hususiyetler o çekirdekte cem olmuş.
İnsanın da çekirdeği var mı dediniz?
Uzun hikâye…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.