Yahya Kemal Beyatlı’ya Batılılar, “İstanbul’un nüfusu ne kadar” diye sorduklarında üstat, o zamanki ülke nüfusuna yakın bir sayı söylemiş. Bunun üzerine “Bu sayı ülkenizde bile yok!” denildiğinde Yahya Kemal Beyatlı “Biz ölülerimizle beraber yaşarız” demiş.
Mezarlıklar Müslüman için kıymetli bir yerdir. Kısa dünya mekânından sonra ebediyete uğurlandığı yerlerdir. Ve Müslümanların mezarına dünyadan hiçbir şey konmaz.
Her mezar taşında vefat etmiş kişinin doğum ve vefat tarihleri yazar. Bu yazı devre göre değişir. Aslına bakılırsa mezarlıklar bir yerin tapu senedidir.
Mezar taşları; orada yaşayan insanların ne zamandan beri orada yaşadığının bir alametidir. Hatta vesikasıdır.
Son zamanlarda define aramak için bazı kişiler özellikle tarihi özelliği olan yerleri kazıp orada bulunan yapılara zarar vermişlerdir. Define arayıcısı bile olsa bulunduğun yerdeki dini ve kültürel bazı şeyleri bilmesi gerekir. Bu coğrafya üzerinde yaşayan herkes, inansa da inanmasa da bazı temel bilgilere vakıftır. Bu bilgileri uygulamasalar bile yani dini tabirle amalleriyle iman etmeseler dahi bilmeleri gereken temel bilgiler vardır.
Definecilik hikâyesi bol bir meslektir. Hatta öyle ki “Falanca gömü bulmuş ondan dolayı zengin oldular” sözüne yakın birçok cümle duymuşluğunuz vardır. Nerede terk edilmiş bir ev, bir kayalık, bir yıkıntı varsa defineciler büyük bir umutla oradadır.
Son zamanlarda tarihi mezarları da kazmaya başlayan defineciler; bulamadıkları saman sükûtu hayale uğradıkları kesindir.
Tarihte, Kanuni Sultan Süleyman “Ben vefat edince bu sandukayı benimle gömün” diye vasiyet etmiş. Nihayet bir gün vefat eden Kanuni’nin mezarı kazılmış. İş sandukaya gelince Ebussud Efendi itiraz etmiş.Çünkü Müslüman mezarlığına dünyalık hiçbir şey konulmadığını en iyi bilenlerden biri. Şeyhülislam olan Ebussud Efendi bu duruma şiddetle karşı çıkar ve sanduka Kanuni’nin vasiyetine rağmen mezara konmaz.
Kanuni Sultan Süleyman’ın bile beceremediği “Dünyalığın dünyada kalması” işini sıradan bir ümmet nasıl becersin. İşte bu yüzdendir ki Müslüman mezarlığında kıymetli eşya yoktur.
Günümüzde çok kişinin de bilmediği gibi ilim cahili, dünyalık meraklısı defineciler bazı mezar taşlarına zarar vermektedir. Temel amaçları zengin olmak olan bu cahiller verdikleri zararların ne olduğundan haberdar değillerdir.
Müslüman mezarlığında define bulunmaz. Bulunsa bulunsa “nur” bulunur ki onu herkes göremez.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Fatsa Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKİ ORDU
MÜSLÜMAN MEZARLIĞINDA DEFİNE ARANMAZ
Yahya Kemal Beyatlı’ya Batılılar, “İstanbul’un nüfusu ne kadar” diye sorduklarında üstat, o zamanki ülke nüfusuna yakın bir sayı söylemiş. Bunun üzerine “Bu sayı ülkenizde bile yok!” denildiğinde Yahya Kemal Beyatlı “Biz ölülerimizle beraber yaşarız” demiş.
Mezarlıklar Müslüman için kıymetli bir yerdir. Kısa dünya mekânından sonra ebediyete uğurlandığı yerlerdir. Ve Müslümanların mezarına dünyadan hiçbir şey konmaz.
Her mezar taşında vefat etmiş kişinin doğum ve vefat tarihleri yazar. Bu yazı devre göre değişir. Aslına bakılırsa mezarlıklar bir yerin tapu senedidir.
Mezar taşları; orada yaşayan insanların ne zamandan beri orada yaşadığının bir alametidir. Hatta vesikasıdır.
Son zamanlarda define aramak için bazı kişiler özellikle tarihi özelliği olan yerleri kazıp orada bulunan yapılara zarar vermişlerdir. Define arayıcısı bile olsa bulunduğun yerdeki dini ve kültürel bazı şeyleri bilmesi gerekir. Bu coğrafya üzerinde yaşayan herkes, inansa da inanmasa da bazı temel bilgilere vakıftır. Bu bilgileri uygulamasalar bile yani dini tabirle amalleriyle iman etmeseler dahi bilmeleri gereken temel bilgiler vardır.
Definecilik hikâyesi bol bir meslektir. Hatta öyle ki “Falanca gömü bulmuş ondan dolayı zengin oldular” sözüne yakın birçok cümle duymuşluğunuz vardır. Nerede terk edilmiş bir ev, bir kayalık, bir yıkıntı varsa defineciler büyük bir umutla oradadır.
Son zamanlarda tarihi mezarları da kazmaya başlayan defineciler; bulamadıkları saman sükûtu hayale uğradıkları kesindir.
Tarihte, Kanuni Sultan Süleyman “Ben vefat edince bu sandukayı benimle gömün” diye vasiyet etmiş. Nihayet bir gün vefat eden Kanuni’nin mezarı kazılmış. İş sandukaya gelince Ebussud Efendi itiraz etmiş.Çünkü Müslüman mezarlığına dünyalık hiçbir şey konulmadığını en iyi bilenlerden biri. Şeyhülislam olan Ebussud Efendi bu duruma şiddetle karşı çıkar ve sanduka Kanuni’nin vasiyetine rağmen mezara konmaz.
Kanuni Sultan Süleyman’ın bile beceremediği “Dünyalığın dünyada kalması” işini sıradan bir ümmet nasıl becersin. İşte bu yüzdendir ki Müslüman mezarlığında kıymetli eşya yoktur.
Günümüzde çok kişinin de bilmediği gibi ilim cahili, dünyalık meraklısı defineciler bazı mezar taşlarına zarar vermektedir. Temel amaçları zengin olmak olan bu cahiller verdikleri zararların ne olduğundan haberdar değillerdir.
Müslüman mezarlığında define bulunmaz. Bulunsa bulunsa “nur” bulunur ki onu herkes göremez.