Aslında bu bir ada değil. Fatsa’nın Belicesu Mahallesi olarak bilinen yerde bir yarımada. Yoldan bakılınca büyük bir timsahı andırıyor.
Sosyal medya denilen, insan hayatının neredeyse bir parçası haline gelen “mecra” çok şeyi günyüzüne çıkardı.
Son zamanlarda “Timsah Adası” olarak bilinen “Belice” mevkiinde bulunan yerin fotoğrafını çok kişi “paylaşarak” başkalarının da görmesini sağlamıştır. Muhtemel oralara yakın yerde bulunanlar ile yolu oradan geçenler arasında uğrayanlar olmuştur. Coğrafi olarak Fatsa ile Perşembe arasında bir yer.
Sosyal medya paylaşımlardan birinin altına başka bir kişi “Orası ada değil, yarımada” diye yazmış. Belli ki “isim” ile “mahiyet” arasında bir karar verememiş. Evet, orası bir “yarımada” ancak halk arasında “ada” şeklinde” biliniyor. Yani ismi artık “ada” olmuş.
Konumuz buranın ada mı yarımada mı olduğu değildi ama insan aklına bir şey gelince söylemeden veya yazmadan duramıyor.
Timsah Adası olarak bilinen mevkiin coğrafi ve idari olarak farklı bir özelliği var. Adanın veya yarımadanın bulunduğu yerden akan ırmak iki ilçenin sınırını çiziyor. Irmağın batısı Fatsa; doğusu ise Perşembe tarafında. Yani ırmağın aktığı suyun üzerine kurulmuş köprünün bir ayağı Fatsa’da diğer ayağı Perşembe ilçesine ait.
Adanın bulunduğu yer Perşembe tarafında. Fatsa tarafında ise küçümen bir cami var. Fatsa müftülüğüne bağlı olan camii bulunduğu yere müthiş bir anlam kazandırıyor.
Sahil ise kumsal. Tam olarak başka bir coğrafyada hissediyor insan kendini. Her mevsim kendine has bir güzelliği var buranın. Irmağın sağında ve solunda iskan edenler sanki tek bir ilçeye aitmiş gibi yaşıyorlar. Irmak sadece resmi bir sınır. İki taraf da kendinin gibi sahipleniyor.
Ülkemizin özellikle “coğrafi” olarak güzel olduğunu söylemek abartılı olmaz. Çoğumuz yakınımızdaki güzellikleri bile göremiyoruz. Bu aslında yaşadığımız yere bir haksızlık…
Güzel gören kişi, bir kayada bile güzellik görebilir. Bu arada kayalık dedim diye çirkin bir şey değil elbette. Siz çirkin bir şey görmek istiyorsanız, önce “beton” denilen ucubeye bir bakın!
Konu olarak dağınık bir yazı olduğunun ben de farkındayım. Bazen oluyor işte. İnsanın ruh hali aynı olmayınca yazdıkları da söyledikleri de farklı olabiliyor. Hatta düşündükleri de…
Adı geçen yer “Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Envanteri'nde” bulunuyor. Adanın karayla birleştiği alandaki kumsal yaz aylarında halk plajı olarak da kullanılıyor.
Kısaca hem kültürel, hem de coğrafi değerlerimizden biri ve resmi kayıtlara göre ilimizin bir değeri.
Vakti müsait olanların en azından bir defa görmesi gerekli olduğunu düşündüğüm bir yer. Tabii bir Perşembeli olarak kendime bir pay çıkaracak değilim. Öncelikle ülkemizin, sonra da ilimizin bir değer. Bu gibi durumlarda “birleştirici” bir dil kullanmanın mühim olduğunu düşünenlerdenim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Fatsa Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKİ ORDU
TİMSAH ADASI
Aslında bu bir ada değil. Fatsa’nın Belicesu Mahallesi olarak bilinen yerde bir yarımada. Yoldan bakılınca büyük bir timsahı andırıyor.
Sosyal medya denilen, insan hayatının neredeyse bir parçası haline gelen “mecra” çok şeyi günyüzüne çıkardı.
Son zamanlarda “Timsah Adası” olarak bilinen “Belice” mevkiinde bulunan yerin fotoğrafını çok kişi “paylaşarak” başkalarının da görmesini sağlamıştır. Muhtemel oralara yakın yerde bulunanlar ile yolu oradan geçenler arasında uğrayanlar olmuştur. Coğrafi olarak Fatsa ile Perşembe arasında bir yer.
Sosyal medya paylaşımlardan birinin altına başka bir kişi “Orası ada değil, yarımada” diye yazmış. Belli ki “isim” ile “mahiyet” arasında bir karar verememiş. Evet, orası bir “yarımada” ancak halk arasında “ada” şeklinde” biliniyor. Yani ismi artık “ada” olmuş.
Konumuz buranın ada mı yarımada mı olduğu değildi ama insan aklına bir şey gelince söylemeden veya yazmadan duramıyor.
Timsah Adası olarak bilinen mevkiin coğrafi ve idari olarak farklı bir özelliği var. Adanın veya yarımadanın bulunduğu yerden akan ırmak iki ilçenin sınırını çiziyor. Irmağın batısı Fatsa; doğusu ise Perşembe tarafında. Yani ırmağın aktığı suyun üzerine kurulmuş köprünün bir ayağı Fatsa’da diğer ayağı Perşembe ilçesine ait.
Adanın bulunduğu yer Perşembe tarafında. Fatsa tarafında ise küçümen bir cami var. Fatsa müftülüğüne bağlı olan camii bulunduğu yere müthiş bir anlam kazandırıyor.
Sahil ise kumsal. Tam olarak başka bir coğrafyada hissediyor insan kendini. Her mevsim kendine has bir güzelliği var buranın. Irmağın sağında ve solunda iskan edenler sanki tek bir ilçeye aitmiş gibi yaşıyorlar. Irmak sadece resmi bir sınır. İki taraf da kendinin gibi sahipleniyor.
Ülkemizin özellikle “coğrafi” olarak güzel olduğunu söylemek abartılı olmaz. Çoğumuz yakınımızdaki güzellikleri bile göremiyoruz. Bu aslında yaşadığımız yere bir haksızlık…
Güzel gören kişi, bir kayada bile güzellik görebilir. Bu arada kayalık dedim diye çirkin bir şey değil elbette. Siz çirkin bir şey görmek istiyorsanız, önce “beton” denilen ucubeye bir bakın!
Konu olarak dağınık bir yazı olduğunun ben de farkındayım. Bazen oluyor işte. İnsanın ruh hali aynı olmayınca yazdıkları da söyledikleri de farklı olabiliyor. Hatta düşündükleri de…
Adı geçen yer “Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Envanteri'nde” bulunuyor. Adanın karayla birleştiği alandaki kumsal yaz aylarında halk plajı olarak da kullanılıyor.
Kısaca hem kültürel, hem de coğrafi değerlerimizden biri ve resmi kayıtlara göre ilimizin bir değeri.
Vakti müsait olanların en azından bir defa görmesi gerekli olduğunu düşündüğüm bir yer. Tabii bir Perşembeli olarak kendime bir pay çıkaracak değilim. Öncelikle ülkemizin, sonra da ilimizin bir değer. Bu gibi durumlarda “birleştirici” bir dil kullanmanın mühim olduğunu düşünenlerdenim.