Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 105. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ulusal kompozisyon yarışmasında Meşebükü Ortaokulu 6. sınıf öğrencisi İrem İmamlı Türkiye birincisi oldu.
Öncelikle öğrencimizi başarısından dolayı tebrik ederiz. Ayrıca bu başarıda pay sahibi olduğunu düşündüğümüz Meşebükü Ortaokulu öğretmen ve idarecilerini de tebrik ederiz.
Bu yarışmaya ülkenin muhtelif il ve ilçelerinden belki yüzlerce kişi katıldı. Birinciliğin Ordu ilinin Fatsa ilçesine bağlı Meşebükü köyünden çıkması ilimiz için de ayrı bir gurur kaynağı olmuştur. Öğrencimizin bu başarısı sıradan bir şey değildir. Emekli bir eğitimci olarak her başarının ardında özel kabiliyetlerin yanı sıra bir ekip çalışmasının da olduğuna inananlardım.
Her fırsatta okuma ve yazma konusunda öğrencilere rehberlik yapmaktayız. Çünkü kâğıda dökülmemiş bilgiler sözde kalır. Sözde kalmış bilgilerin bulunduğu mekânın dışına çıkması zor olduğu gibi, sözlere zamanla ilaveler ve çıkarmalar da olur. Böylece özelliğini kaybeder. Ne zamanki kelamı kaleme alırız, işte o zaman yazılanları tarihe havale etmiş oluruz.
Bundan dolayı kıymetli öğrencimiz; yazma ameliyesine devam eder de Türk Edebiyatı yeni bir kalem daha kazanmış olur. Çünkü yazan çizen tayfasının da artarak devam etmesi ülkemiz için kültürel kalkınmaya katkı sağlayacaktır. Bütün bunlardan dolayı İrem İmamlı kızımız fevkalade bir başarı kazanmıştır.
İrem İmranlı kızımızdan eğitimci bir büyüğü olarak; okumasını, akabinde de bunlardı kaleme almasını isterim. Bu durum kendi özelinin dışında, ülkemiz içinde çok faydalı olacaktır.
Bu başarı yazılı basında yer almasına rağmen, en azından ilde de yankı bulmasını isterdim. Nihayetinde bir emeğin ürünü olan ve ülke çapında hiç de küçümsenmeyen bu başarının yeni nesillere ders olarak gösterilmesi lazım.
Konuya bir de şu açıdan bakalım: Şayet bu yarışma kompozisyon yarışması değil de ses yarışması olsaydı ve aynı yaş grubundan bir öğrenci Türkiye birincisi olsaydı şimdi ne konuşuyor olacaktık?
Öyle sanıyorum ki bu durumda ülkenin anlı şanlı televizyonları bu durumu herkesin gözüne sokarcasına ballandırarak haber yapardı. Şimdi o kanallardan beklentim şu: Bu durumu da haber yapın!
Tabii böyle bir zamanda ancak bu kadar yazabiliyoruz. Şairin “Bir dokun bin ah işit kase-i fağfurdan” demesi gibi; ne fazla dokunabiliyoruz ne de ahımızı açıklayabiliyoruz.
İrem İmamlı kızımızın elde ettiği bu neticeyi İsmail Teke Beyden duyunca bir eğitimci olarak ne kadar mutlu olduğumu bir ben bilirim.
Okul idaresi, öğretmenleri, ailesi başta olmak üzere İrem İmamlı kızımızı bir kere daha tebrik eder başarılarının devamınız dilerim. Kalemi keskin olsun.