“Kent Konseyleri Kurulmalı ve Geliştirilmelidir.”
Geçtiğimiz günlerde  Yeni Haber gazetesinde, FATSA'DA KENT KONSEYİ KURULMALI konusunu gündeme taşıyan Şenol Eni, bir Fatsalı olarak, yıllarca Kırşehir Belediyesinde ve Samsun İlkadım Belediyesinde başkan yardımcılığı yapmış, belediyelerde yıllar içinde çeşitli kademelerde yöneticilik yapmış, belediyeciliği bilen, çekirdekten yetişme bir belediyeci olarak KENT KONSEYLERİNİN OLUŞTURULMASININ VE BUNA BAĞLI OLARAK  İLÇEYİ ORTAK AKILLA YÖNETMENİN, Fatsa için önemini belirtmişti. Daha sonra Hakimiyet Gazetesinde, Kent konseylerine sıcak baktığı kamuoyunca da bilinen AKP Fatsa İlçe Başkanı Abdullah Uçar da aynı duygular ve benzer bir motivasyonla “…gerek ilçe teşkilatı gerek gençlik kolları gerek kadın kolları gerekse de belediye başkanlarımızla sürekli olarak bir koordinasyon içinde…” olduklarını söyledi. 
Ve son olarak Ordu Büyükşehir Belediyesinin 9 Ocak tarihli “Ortak Akıl” toplantısında da Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Enver Yılmaz’ın, Fatsa Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Anlayan’a yönelik olarak kent konseyi kurulması yönünde telkinlerde bulunduğunu herkes biliyor.
Biz de naçizane birkaç yıl önce yine bu köşelerde yazarak işlemiştik bu konuyu. O zamanki kamuoyu tepkileri de son derece olumluydu, Kent Konseyinin oluşturulması noktasında.
Şimdi soru şu: Şenol Eni’nin gündeme taşıdığı, Büyükşehir Belediye Başkanının ve AKP Fatsa İlçe Başkanının olumlu baktığı Fatsa'da Kent Konseyi Kurulması, Hemşehri bilinci ve Ortak akılla yönetişim konusunda neden bir aşama kaydedilemiyor? Bunu kim ya da kimler istemiyor? Şayet istemiyorsa sebebi nedir? Büyükşehir belediye başkanının, ilçe başkanının bu konudaki iradesi yeterli olmuyorsa, bu meseleyi çözecek olan kimdir?
Fatsa’da merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplum kuruluşlarının, ortaklık anlayışıyla, hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu, Fatsa’nın sorunlarının görüşüldüğü, tartışıldığı, buna bağlı olarak çeşitli kararların alındığı ve bu kararları da raporlaştırarak tavsiye niteliğinde Fatsa Belediyesine sunacağı bir mekanizmanın kime ne zararı olabilir?
Kime ne zararı olabilir, sorusunu sormak bile abesle iştigal değil mi?
Bu şehri yönetirken, bu şehirde yaşayan tüm paydaşların görüşlerinden faydalanma zamanı gelmedi mi hâlâ Fatsa’da?
Yaşadığımız şehirde bir kent konseyi oluştursak ve mesela; Esnaf Komisyonu, Çevre Şehircilik ve Doğal Afetler Komisyonu, Eğitim ve Kültür Komisyonu, Yaşlılar ve Engelliler Komisyonu, Kadınlar Meclisi, Çocuklar Meclisi, Gençlik Meclisi gibi birimler oluştursak bundan kim ne kaybeder? Yoksa, kaybetmekten ziyade kazanmış mı oluruz?
İnsanların görüşlerini almamak ve onları yönetime katmamak için nasıl sebebimiz olabilir? Neden korkuyoruz?
Bu şehirde çevre ve şehircilikle ilgili görüşleri olan insanlar yok mu? Engelliler yok mu? Yaşlılar yok mu? Eğitim, kültür ya da sanat konusunda söz söyleyecek insanlar yok mu? 
Fatsa’da kamuoyu yıllardır bu konuda bir beklenti içerisinde değil mi? Kamuoyu beklentileri dikkate alınmayacaksa siyaset kimin için ve ne için yapılıyor? Kamuoyunun bu konudaki duygu ve düşüncelerini “ANLAYAN”  ve ciddiye alan siyasetçi hiç mi kalmadı bu memlekette?
Bu mesele bu şekilde gündeme taşınmamış olsaydı, hiç konuşulmadan konu kapanacak ve böyle bir beklenti yokmuş gibi mi davranılacaktı? Siyasetçi, vatandaş karşısında üç maymunu mu oynayacaktı yani?
Slogana bakarsanız; “Her şey Fatsa için, Fatsa’yı çok seviyoruz” ama icraata bakarsanız kuru bir laf kalabalığı sadece… 
Dışardan biri sorsa bize: “Hani neresinden belli Fatsa’yı çok sevdiğiniz, Fatsa için ne yaptınız” dese, hangimizin ne cevabı var bu konuda?
“Ben otuz yıl önce geldiğimde Fatsa çok daha yeşildi, temizdi, beton tarlasına dönmüşsünüz, ayak basacak nefes alacak yer kalmamış, arabalar insanların sırtına çıkacak neredeyse” dese, hangimizin bireysel olarak ne cevabı var? Ben bu şehir için, filancı konuda, şu kadar mücadele ettim diyebileceğiniz bir platform bile yok! Neresi olacak o platform? İşte bu platformun adı kent konseyidir. 
Ama önce dürüst olalım. Bireysel ve toplumsal olarak, bu şehirle ilgili, böyle bir sorumluluk hissediyor muyuz içimizde? Eğer cevap evetse, gelin yeni sloganımız şöyle olsun:
Fatsa’ya karşı sorumluluklarımız var!