SON DAKİKA
Hava Durumu

KAVRAM KARGAŞASI KAZANINDA MUTLULUK ARAYIŞI veya ARZU SINIRININ AŞILMASI

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2019 00:00
Bu yazının tamamı bir sondaj çalışmasıdır. Sismik ruh kazanı ile ve eldeki mevcut kelimelerle, hissedilebildiği ve gözlemlenebildiği kadarıyla. Sondajı iddialı, sonuç alması zayıf bir yazı olacak. Pragmatist bir yazı olmayacak.
Yani bu yazı bir Konfüçyüs yazısı. Şöyle diyor, Dünyanın en zor işi kapkaranlık bir odada simsiyah bir kediyi yakalamaktır. Özellikle odada kedi yoksa. Bu böyle bir yazı...
Hemen vazgeçme okumaktan. Daha umutsuz sözlerimiz de var. Söyleyeni hatırlamıyorum ama şu söz de çok umut kırıcı. " Herkes gibi olmak, olmayacak birşey; herkes gibi olmak, olmamak gibi birşey "
Sondajı ne ile yapıyoruz. Sadi'nin, harika şu sözü ile... " Bilmez ki sorsun, bilse sorardı; sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi."
Bir çiçekçiden alınan, doğallığını yitirmiş ve kokmayan bir buket gül, özel bir günün önemi için verilirken değerli olana, bu davranışı bireyin arzu etmesinin ve beklemesinin nedeni nedir?
Hatırlanmak mı? Unuttuğunuzu söyleyen mi oldu size. Sevginin somutlaştırılması mı? Sanki soyut olan kavranabilmiş mi ki? Somuta dönüştürülebilsin? Üç gün sonra solacak ve kuruyacak.
 Bir çiçek serası olan, hali vakti yerinde bir arkadaşım var. Hiçbir önemli günde çiçek götürmüyor eşine. Seraları var. Değerli eşinin de o özel günde çiçek talebini hiç duymamış bizim adam.Soru şu mu? Olmayan mı götürülür?Bütün kaosu, arzu sınırının aşılmasını ve bitmeyen anlamsızlığı bir buket çiçek ile aşmak mı tüm mesele? Pastanesi olanlar, pasta götürmesin, aynı seracılar gibi. Kuyumculardan örnek vermek de aynı.
Özel günü, aşkınızın bir " Kadir Gecesi" ne çevirme arzusunun temeli ne ile uyumlu. Hani ritüeller, birbirine benzetirdi bireyleri. Hani öz şekle kurban edilmemeliydi. Büyük bir otomobil fabrikası sahibinin en iyi ve en pahalı otomobili hediye için düşünmesi ile seracının gül, pastacının pasta meselesi aynı mı yoksa ben mi yüzeysel düşünüyorum. 
Mesele " arzu" ya sahip olmak mı, " sahip" olunanı arzulamak mı? 
Herkes, en güzel eti yemek istiyor lakin kimse hayvancılık yaparak yaşamak, ahır temizlemek, kırsalda yaşamak istemiyor. Bırakın kırsalı küçük arka ilçelerde çalışan memurlar sahilde ikamet ediyor. 
Bilenler bilir, kızların köyde yaşamam şartı vardır. Evrensel Aşk Hakları Beyannamesi' mi oluşuyor acaba. Bir de şu " kayınvalide" ile oturmamcılar var. O ayrı bir konu. " Çift maaş" diye bir kavram var ki çok gülmüşümdür.
Huzurevi dediğiniz yerde huzur var mı? Bir de bazı öğretmenler öğrencileriyle o huzur evlerini ziyaret ederler. Ne için? Amaç ne? Onlara bir anlık huzur vermek mi? Bırakın o huzurevi ziyaretlerini de adamlara biraz huzur verin.
Arzu çıtası aşılmış diyorum, duy beni...
Yeni binyılın sorunları geliyor masaya diyorum, duy beni...
Çok paradoks bir tablo anlatayım size. " Huzur islamda" yazan tişörtüyle Akdeniz'de boğuldu, küfür içinde gördüğü Batı'ya gitmeye çalışan Ortadoğulu genç mülteci...
Bilgi yüklemedim, sondaj yaptım sözümde durdum...
Çiçekler soluyor, güzel saksılarda...
Mülteci ile çiçek arasında bağlantı kurmak senin işin...
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.