SON DAKİKA
Hava Durumu

SEKÜLER SARMALDA AİLE / KÜÇÜK DEVLET TEHLİKEDE

Yazının Giriş Tarihi: 02.08.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.08.2019 00:00
Aşağıda, birçok eğilim tarafından “ aile” kurumunun nasıl hedef tahtasına konulduğunun izahını yapmaya çalışan cümleler bulacaksınız.
Hedef, bireyi yüceltmek, aynı zamanda bir arada, aile bağlamında yaşamı yok eden bir sonuç üretmek. Nedense, birey kelimesi ile aile olma kavramı apayrı şeylermiş gibi sunuluyor. Bu çürük sav, her türlü aracın kullanılması suretiyle bilinç altına sızdırılıyor. Moderniteye karşı gelmek, ağır bir hakarete maruz kalmak tehlikesini doğurduğundan kimse bir gayret ortaya koymak istemiyor. Bu istememe, külli bir vurdumduymazlığı da beraberinde getiriyor. 
Bir mutluluk arayışını içselleştirip neslin devamı adlı gizli amaçla sessiz yürüyüp, “ samanlık seyran olur “ ile “kim mutlu olmuş ki dünyada” sarmalını seküler kazanda pişirip yemeye aile denir, dediğimizde içinde tüm seküler ögeler barınmış, yeşermiş ve olgunlaşmış olur. 
Bireylerin görev ile ilgiyi birbirine karıştırdığı her an, huzursuzluk, kaos ve girdaptır. Maddenin esareti, öyle bir yayılır ki aile alanına, maneviyata yer kalmaz. Bu sonuç, kaçınılmaz bir sona doğru yol alır. Yozlaşma, yüzeysel amaç, madde körlüğü ve haz/hız sarmalı ile kuşatılan aile, önce anlamını sonra da kendini yitirir.
Seküler yatkınlık, dünyayı tek yaşam fırsatı görme, derin bir girdap yaratır. Bu girdap, kendi çekim alanında ne varsa yutmaya hazırdır. Sadece bu dünya ile sınırlı bir yaşamdır bu diyen bir bireyin, seküler cennet oluşturma ve haz peşinde koşması niçin şaşırtıcı gelir ki insanlara. Amaç, her zaman davranışın ipucunu verir. Seküler cennet düşlemesi doğru bir ruh hali değildir. Dünyayı yaşanmaz kılar ve acımasız bir bencilliği de körükler. “ Bencillik” ise bir arada yaşayabilmek demek olan aile kavramının en büyük düşmanlarından biridir.
Hızla değişen algı, zorlaşan yaşam koşulları ve yüceltilen seküler yatkınlık, aile olmanın anlamsızlığını her an gizli gizli yüceltiyor. “ Samanlık seyran olur” savı, en kral tatillerle bile memnun olmayan bir gri alana nasıl dönüştü. Yılların gayreti ile sabırla ilmek ilmek ördüler bilinç altı örtümüzü. Ahlak ve erdem ailede temsilini kaybederse, maddiyattan başka bir gündemin oluşmadığı yuvalar oluşur bilmem kaç katlı dikey beton yığınlarının içinde. Benim kuşak ve yaşı daha büyük olanlar bilirler ki “ JR’ın Ailesi” ne rahmet okutan aile formlarını taşrada bile üretti adamlar. Çok değil, kırk yıllık bir yatırımın başarısıdır bu.
Mana boşluğunda yetersiz kelimelerle kurulamayan iletişim, asıl olanı unuttururken, kendine sunulan renkli camda “ yemi “ yuttu. Küçük devlet dediğim aile kurumumuz, büyük devlet tarafından çağın gereklerine göre yeniden önemle ele alınmalıdır. 
Köhnemiş batı normları ile aile baskı altına alınmaktadır. İdeolojinin ötesinde ve siyasetin dışında tutularak, aile meselesi tüm yönleriyle ele alınmalıdır. Mesele çok ciddidir. Gündemin bir numarası bu mesele olmalıdır.
Türk aile yapısı hem içeriden hem de dışarıdan her saniye saldırı altındadır. Modernite kılıfında yaklaşan canavar, lime lime, lokma lokma aile kavramımızı yok etmektedir. Bize uymayan, bizim olamamış ne kadar kanun var ise yeniden ele alınmalı bu vahim durum durdurulmalıdır.
Tüm dinamikler, eğilimler, ideolojiler bu konuda birlik olmalıdır.” Aile” küçük devlettir ve büyük devlet tarafından korunmalıdır. 
Yarın çok geç olabilir...
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.