SON DAKİKA
Hava Durumu

İNSANLAR GÜLMÜYOR/ TEBESSÜM BİR YABANCI SURET

Yazının Giriş Tarihi: 16.08.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.08.2019 00:00
Gelecek kuramcılarının belki de en çok irdelediği konudur, acaba insan gelecekte daha mutlu olacak mı? Ya da tam tersi mi olacak? Daha derken, sanki bu gün belirli bir seviyede mutluluk yakalanmış düşüncesini de anlatıyor. Bu, mevcutla gelecek arasındaki kıyası şimdilik bir sonbahar yazısına bırakalım.

Tebessüm bir yabancı suret, insanlar gülmüyor. “ Gözlerinin içi gülmek” diye bir deyim var. Gözle gülmek, en sevdiğim gülme çeşididir. İçinde, ilgiyi, enerjiyi, değer vermeyi ve olumluluğu bir arada sunar. Hele hele bir aşk ve sevgi durumunda oluşursa daha da güzel olur.

Kafası üst düzeyde negatif karmaşa halinde olanların, yüzleri gülmez. Yüzü gülmeyenin, gözlerinin içinin gülmesi üst düzeyde muhaldir. Çünkü gözlerinin içinin gülmesi, yüzün gülmesinden daha üstlerde hatta en üsttedir.

Manasız cümleler, zamansız savrulmalar, işlerin kötüye gittiğinin bir işaretidir. Karizmasını korumak için, üzüntüsünü ya da sevincini saklayanlar, sakladıklarını zannederler lakin yüzleri ve gözleri öyle durmaz. Ekonomik sıkıntılar da mutsuzluğa götüren yollardandır. Tatminsizlik, hakiki dostlardan yoksunluk, derin düşünmeme ve sözünün eri olamama; etkisiz eleman inşa eder. Mutluluk, etkisiz elemanlara uğramaz.

Kitap okumak, bir kahve eşliğinde sohbet ya da nitelikli yalnızlık... Bunlar, mutluluk kavramının ikamet edebileceği konforu sağlar. İyi bir hayat arkadaşı, mutluluğun içeride mahkum olup, mutsuzluğun muhal olacağı bir atmosferi yaratır.

Sayısal çokluk, donanımlı olmanın yanında bir hiçtir. “ Hiç” var karşısında mutlak yenilgiyi tadar. Samimiyeti dahi istismar edenler, mutluluğu neden isterler ki... Her hali sahte olan, hakiki bir mutluluğu neden talep eder ki. Komik değil mi? Sanal ekrandaki pastayı yemek istemekten daha absürt olur...

Son iki yıl içerisinde evlenen her yüz çiftten yüzde yetmişinin iki yıl içinde boşanmaları hiç mi düşündürmez, yeni evlenecekleri. Karşı tarafı sadece etten bir birey olarak görenler, et ile bu işin olamayacağını- sadece et ile olmaz- öğrenmeleri ancak sekiz mevsim sürebiliyor. Geçmişini bilgi ve doğru ile inşaa edememiş bir birey, etten bir mükemmelliğe sahip olsa bile bir hiçtir...
Arif olan anlar, etten olan ise tuzlansa dahi kokar...

Bir mutluluk pembelisi olamasa da hisler, hiçlikle varılamayacaktır hiçbir yere, hiçbir zaman, hiçbir şekilde. 

Gül, bir emir kipi olarak işlevsizdir. “Gül-“ filinin emir kipi gramer açısından vardır. Çekimlidir. “ Gül” / “ gülsün” / “gülünüz” / “gülsünler” ... çekimli lakin muhal...

Mesele hapşırık gibi. Refleksi mutluluk. Gelince tutulamayan, saklanamayan, yaşanmak zorunda kalınan.

Gelecek ve mutluluk, her saniye birbirinden uzaklaşan bir koşucu gibi...

Neyi, ne zaman; kimi, hangi şartlarda önemseyeceğinizi düzenlemekle başlayabilirsiniz bu olumsuz gidişe dur demeye...

Acaba, mutluluk hormonu bir kandırmaca mı ya da mutluluğun hormonlardan bağımsız zannedilmesi bir yanılgı mı?

Emir kipinde “ gülünüz” diyemiyorum ama gülmek için doğru kişilerle yakınlık kurunuz ve asla “hakiki” olmayana tevessül etmeyiniz...

Beş altı yıl içerisinde başlayacak yeni “ Yaşam Formu”, mutluluk gibi birçok olumlu duruma saldıracak, haberiniz olsun. Daha da vahim bazı durumlar var ki bireyler bir deprem gibi kitleler halinde çökebilir.

Karamsar değilim, bilinçli tedbirciyim...
Vesselam...

Gözlerinizin içi gülsün temennisiyle...
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.