SON DAKİKA
Hava Durumu

SÜRREALİST TEZEKÇİ/ “ MANAT” IN KULLARI

Yazının Giriş Tarihi: 09.09.2019 00:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.09.2019 00:00
Kimdir, sesi aklında saklı iken bile sistem eleştirisinden kaçan. Cesareti, mangalda kül gibi savuran, mangal nerede şimdi, kül nerede. Çok derin bir vurdumduymazlığın pençesinde kıvrılan malumatçı. Sesini, sinmişliğin pastel boyası ile parlatan, kulağı doğruya hasret adam...
 
Bazen, herşeyle hiçbirşey arasında anlamsızca dolaşan, bilinci dogmatik savlardan daha gayrıciddi, zevk sarmalının karton çocuğu. Kavuştuğun hayaller, sattığın değerler. Şimdi ağla haline diyeceğim lakin, küstahlığın zirvesinde gözyaşının tadı bile unutulur.
 
Körpe ve semirmiş arzuların bir sonu olmadığını anladığında, tezek kokulu çocukluğunun evi, oturduğun güzel apartmandan fersah fersah uzakta kaldı. Bilincini beş paraya satmanın bir ahlaksızlık olduğunu anladığında, buradan çıkamayacak kadar tiryakisi olmuştun haramın. Şimdi, her değer verdiğin, elde etmek için ruhunu sattığın her şey, uykularında her gece darağacına çekecek seni. Dönmek istediğin dün, yarın adına haczedildi. Sonunda, bir boynu bükük olarak döneceksin bilincini aramak için o tezek kokulu eve.
 
Zevkini tanrılaştırdığın için, zevksiz hiçbirşeyi kavrayamayacaksın artık. Tezek kokulu evde yediğin helal lokmanın tadını, bol ışıklı lüks lokantalarda bulamadın ama bulmuş gibi yaptın değil mi? O kadar silik bir şahıs oldun ki çocuklarının bile gözünde naylon bir para cüzdanısın, herkes biliyor bunu. Senin nasıl bir düzenbaz olduğunu biliyor çocukların. Lakin, onlara sunduğun muhteşem imkanlar için rol yapıyorlar sana. Senin hücren, o haramla inşaa ettiğin göstermelik meskenindir.
 
Hem pişman olur gibisin...
Hem de her sabah yeniden harama uyanıyorsun...
Ölüm aklına geliyor, kahroluyorsun...
Sınıf atladığın için, katılmak zorunda olduğun o kahrolası ev oturmaları, bir derin ızdırap değil mi? Çocukken çektiğin diş ağrıları hiç kalır bu palyaço oturmaların yanında değil mi?
 
Bir de hesap günü var... İşte bu hepsinden ağır geliyor taşlaşmış kalbine. Bir müjde vereyim sana, hesap günü sadece Tanrı için değil bilesin. Devletin hesap gününe de hazır ol...
 
Senden o kadar çok ki ...
Bekleyelim bakalım, tezek kokulu helal evden çıkan, parfüm kokulu haram tefecisi.
 
Dönmek mi istiyorsun. Bazen serzenişlerin duyuluyor öyle silik silik. Sanmam, bir umut var desem, umuda ayıp olur. Çok pahalı, çok kaliteli kokular bi yana o toprak kokusu biryanaymış anladın değil mi? İçi çöplük kadar pis, dışı pahalı kokular kadar mis, sonradan görme haram tefecisi.
 
Bir türlü o ayakkabı sarmalından çıkamıyorsun değil mi? Bir memur maaşı değerinde giydiğin o yabancı marka ayakkabı, çocukluğunda sele kaptırdığın o karalastiği unutturamıyor değil mi? Helal, hafızada yer eder, haram bir anlıktır ve nankördür?
 
Ne oldu bana diyorsun bazen, pahalı makam odanda, serin serin oturup düşünürken. Cevabı biliyorsun. Ve o cevabı elde etmek için neler yaptığını en iyi sen biliyorsun. Helal hatıralarını, haram arzulara satan, zevk görgüsüzü.
 
Haram deniz suyu gibidir, içtikçe için yanar,için yandıkça içersin. Şöyle kapanık patlak gözesinde bir suyun tatlı içimine...
Helale ve doğal olana hasret çekerek, sonunda bir hiç olarak öleceksin. Haramla inşaa ettiğin makamın, emekli olduğunda selamsız bırakacak cümle insanlardan seni.
 
Lokma, geldiği yere hizmet eder...
Ben hatırlatayım sana...
İki şey intikam almada acele etmez...
Biri Yüce Yaratıcı...
Biri de büyük Türk devletidir...
 
İpek pijamalarına sarıl ve uyu...
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.